10 Temmuz 2016 Pazar

Schwarzesmarken: Anime





2016 animelerinden 12 bölümlük Schwarzesmarken' e başlamadan önce ne parçası olduğu evrene, ne de adaptasyonu olduğu görsel romana dair bir bilgim yoktu. Bunların hepsini animeyi tamamladıktan sonra öğrendim. İzleyecek bir anime ararken gözümde parlayan  "Ooooh meccha" ışığı  ve arka plandaki politik olayların ilgimi çekmesi nedeniyle Schwarzermarken' e başlamıştım. Bu nedenle bu yazı sadece bu 12 bölüm üzerine olan düşüncelerimi dile getirecek.



Schwarzesmarken, 80' li yılların başında alternatif bir evrende geçiyor. Doğu ve Batı olarak ikiye bölünmüş bir Almanya ve soğuk savaşın rüzgarları var. Batı Almanya, Birleşmiş Milletlerin bir üyesi iken Doğu Almanya, Varşova Paktı' nın bir parçası. Sosyalist bir rejim hakim ülkede. Ortam ve etraf zaten karışıkken bir de dünya dışı varlıkların saldırıları söz konusu. BETA adı verilen kolektif bilince  sahip bu yaratıklar, çirkin olmakla birlikte insanlığa karşı bir tehdit durumundalar hatta insan ırkı yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. İnsanlık tüm gücü ve elindeki tüm  teknoloji ile üzerine  tek bir yönden akın akın gelen ve önlerine çıkan her şeyi yok eden bu yaşam formlarına karşı ölüm kalım mücadelesi vermekte. Özellikle Doğu Almanya, bu sürünün Avrupa' ya yayılmasını engelleyen bir tampon durumunda.



BETA' lar bir yana, ülkenin (Doğu Almanya)  durumu  ayrı şekilde iç karartıcı. Pilotların çoğu çok genç. Kayıplar büyük. Bunun dışında ülke rejime göre yönetiliyorken, Stasi içinde de güç ve iktidar çekişmeleri bulunuyor. Stasi ikiye ayrılmış durumda. Sovyet yanlıları ve Berlin yanlıları. Kendi çekişmeleri adına çoğu zaman BETA tehdidini bile görmezden gelebilecek durumdalar.


Ailesi ile birlikte Batı Almaya' ya kaçmaya çalışırken Stasi tarafından yakalanan, işkencelerin ardından kendini orduda ve animenin ana odak grubunu oluşturan Doğu Almanya' nın en iyisi olarak  adlandırılan 666. filonun bir pilotu olarak bulan Theodor Eberbach' ın liderleri Irisdina Bernhard ile yıldızları barışmazken, yine O'ndan aldığı emir ile kurtardığı Batı Alman Katia Waldheim ve Katia' nın Doğu Alman vatandaşlığına geçişiyle olaylar iyice açılıyor. Siyasi karışıklık, Stasi ile ordunun çekişmesi ve Stasi' nin genel anlamdaki baskıları nedeniyle zaten bu askerlerin arasında çoğu zaman sağlam bir bağ bulabilmek güç. Herkes birbirinden şüpheleniyor, herkes birbirinin Stasi ispiyoncusu olduğunu düşünüyor. Kelle koltukta geziliyor üzerine BETA' larla savaş var. Böyle bir ortamda bu filo ve bu filonun  içindekiler hayat ve ideallerinin mücadelesini veriyorlar 12 bölüm içerisinde.






12 bölümde iyi toparlanmış sayılır. Atmosfer iyi. Ara sıra hareme dönecek diye endişelenmedim değil ama iyi toparladı sayılır. TSF' lerin dizaynları göze hoş ve gerçekçi geliyor. Aksiyon sahneleri fena sayılmaz.  Zaman zaman bazı karakterler dayaklık olsa da göze batmıyor sayılır ki Bernhard Irisdina işi topluyor zaten.



Bunun dışında animenin hatırlattığı bazı noktalar var. Yıl olmuş 2016 (gerçi bizim ülke yaşamak için garip bir yer ama) geriye dönüp bakınca garip geliyor ama dostlar zamanında bir  Berlin Duvarı vardı bu dünya üzerinde. Almanya, Doğu ve Batı olarak ikiye bölünmüştü ve Doğu Almanya' da Sovyetler Birliğinin  girişimiyle otoriter ve sosyalizme dayalı bir rejim kurulmuştu. Doğu Almanya' dan Batı' ya kaçmak isteyenleri engellemek adına  Berlin' i ikiye bölen duvar inşa edildi. Bu duvar yaklaşık 27 yıl sonra 1989' da,  fiziksel olarak 1990' da yıkıldı. Şimdi böyle bakınca çok garip geliyor ama duvarın yıkılışının etkilerini hayal meyal hatırlıyorum.



Günümüzdeki Rusya, Türki Cumhuriyetleri ve daha nicelerini kapsayan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği de yanlış hatırlamıyorsam 1991' de dağılmıştı.


Ne bileyim şimdi düşününce yakın tarih sayılabilecek bu olaylar insana garip geliyor. Neyse işte, animeyi izlerken bunları da düşünmeden edemedim.


Shwarzesmarken çok iyi değil bana kalırsa ama izlenmeyecek bir anime de değil. Göz atın bence.

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...