İlk iki sezonun ardından Kuroko no Basket üçüncü sezonun tamamlanmasıyla ben de kendi adıma seriyi tamamladım. Bu aralar kendine inanamıyorum zaten. Animeleri aynı yıl içinde seyrediyorum falan bir garip olaylar...
3. sezon ikincisinin kaldığı yerden devam ediyor. Kalan takımlar şampiyonluk için birbiri ile kapışıyor. Mucize beşli içinde yer alan Aomine ve Murasakibara' nın takımları elenmişti zaten. Kise, Midorima ve şimdiye kadar pek görünmeyen Akashi ve takımı Rakuzan sıralarını bekliyor. Ağırlığın maçlarda olduğu bu sezonda tek tek maçlara girmeye niyetim yok zaten ama hepsi kendi içinde iyi ve hoş. Buna ek olarak geçmişe ışık tutma özelliğine sahip bu maçlar.
Maçlarda heyecan dorukta, aksiyon iyi, akış insanı sarıyor. Üçüncü sezon içinde her şey iyi hoş ama ilk iki sezon kadar komik değil sanki, bunda 25 bölüm boyunca şampiyonaya odaklanılması yatıyor sanırım. Hal böyle olunca karakterler arasındaki o geyikler pek dönmüyor ama üzülmeyin, bu sezonda yine en kritik anlarda ortaya çıkıp insanı güldürecek karakterler tabii ki mevcut. İlk anda aklıma gelen isim Seirin' den Koganei Shinji. Rakuzan maçında Mibuchi Reo' yu tutarken gösterdiği ciddiyet, samimiyet ve cevaplar Reo' yu dumura uğratırken şahsen beni pek eğlendirdi misal...
Neyse bu sezonda bu çocuklara Teiko' da nolmuş? Niye insanlıktan çıkmışlar, dağılmışlar? Neden egolar tavan yapmış gibi soruların cevaplarını almak ile birlikte çok beklenen Akashi ve takımı Rakuzan'ı da yakından görebiliyoruz.
Kise Ryouta: Sezon Kaijo' nun ilk dörde kalabilmek için yaptığı maçla başlıyor ki Fukudo Sogo adlı bu takımda mucize nesli ilgilendiren bir eleman olan Haizaki bulunmakta. Evlat olsa sevilmeyecek tiplerden bu Haizaki oğlan. Yani şimdi takım arkadaşının topunu çalan, keline şaplak atan bir topçudan ne beklenir. Son derece itici bir tip yaratmışlar işte ama bu arada eklemeden geçemeyeceğim küçükken beyaz saçlı hali şimdikinden daha güzelmiş. Kiseciim ile de arasında sorunları olan Haizaki maçında Kise izleyen ve sevenlerini şaşırtıyor. Ardından gelen Seirin maçında coştukça coşuyor. ki bu maç en zevklilerinden bir tanesi bana kalırsa. Her iki taraf için de o ne saf duyguladır :)) Dediğim gibi Kise parladıkça parlıyor bu sezon da, övgüler yağıyor kendisine bir şekilde. Sakatlanmasaydı üçüncülük maçı daha hoş olurdu ama kurguya ters düşerdi herhalde. Neyse işte Kise asil duyguların insanı olduğunu da gösteriyor. Kuroko no Basket' te en sevdiğim karakter olduğunu söylemiş miydim? Neyse iyice fan girle başlamadan atlayalım burayı....
Kasamatsu Yukio: Kaijo' nun kaptanı olan bu eleman süper bir eleman. Kise ile aralarındaki sevgi, dayak ve saygı üçgeni ayrı bir konu. Kendisi hafif dik kafalı ve çatık kaşlı da olsa da kritik anlarda takımı sırtlayan, Kise' yi tepip kendine getiren, geri çekilmeyen bir karakter olarak seriyi güzelleştirenlerden.
Midorima Shintaro: Bu eleman kendi içerisinde eğlenceli aslında. Beşi içerisinde çizgisini bozmadan devam ettiren tek karakter bu olsa gerek.
Aomine Daiki: Üçüncü sezonda maç yorumcusu olarak yer alsa ve bazı konuları açıklayarak özetleyen bir pozisyonu olsa dahi gönüllerin insanı olduğunu bir kaç kez ispatlamıştır sanırım.
Murasakibira Atsushi: Eleman tembel, uyuz, obur falan ama şeytan tüyü var hınzırın. Sevdiriyor kendini bir şekilde. Atsushi de yorumlarıyla olaylara açıklık getirenlerden.
Akashi Seijuuro: Sonunda kendisini gösterdi. Ardında bir imperial march çalmadıkları kalmış diyordum ki aynı işlevi gören harika bir fon müziği kendisini destekliyor zaten. İşte ailevi baskılar, mükemmellik arayışı çift karakter sendromuna yol açmış olan bu karakterimiz hayatının ilk duvarına toslayarak karakterlerinin arasındaki uzlaşma sonucu kendince bir düzlüğe çıkıyor ama o şokun etkisinden olacak; o ne çarpık bir gülümsemedir! Bu arada seiyuusunun Kamiya Hiroshi olduğunu atlamayayım.
Bütün Seirin elemanları bir kere çok sevimli. Bu sezonda ayrı ayrı kendilerini sevdiriyorlar. Ayrıca Junpei asabiyeti ve bozmadığı duruşu ile oldukça keyifli. Bu arada çocuk bir ara bir atılım yapacaktı ancak bu sefer Riko sağolsun tüm sahneyi yok etti. Kendisi adına üzüldüm.
(Bu sezon bu parçaya ayrıca hasta oldum)
Sezonun parlayan yıldızı: Kise ( çok objektifim emin olun)
Sezonun özellikle dikkat çekenleri: Takao Kazunari ve İzumi. Kendilerine saygılar...
Serinin en zevk veren yorumcusu: Imayoshi Shoichi. İyi ki izleyicilerin arasına koymuşlar elemanı. Anladık çok zeki ama içindeki hafif psikopatlık oldukça keyifli.
Gönüllerin şampiyonu: Aomine Daiki
Sezonun zone karesi: Kagami. Eleman ilk zone u geçti, ikinci kapıya dayandı onu da açtı, Aomine' yi bile ağlattı ( pişmanlıktan) Daha ne olsun!!
Sezonun kazananı: Aslında tüm serinin kazanını Kuroko tabi
Kensho Ono' dan "Zero"
Bu arada final maçı için bir bölüm yapmışlar insan sanki gerçekten dünya kupası final maçını izleyecekmiş gibi hissediyor. Bir gaz bir gaz...
Sonucunda tüm karakterler kendi içlerindeki ve aralarındaki meseleleri gidererek huzura erişiyor artık önümüzdeki maçlara bakacağız diyerek vedalaşıyor, huzur basketbolda diyerek ayrılıyorlar... Üzücü de olsa sanırım Kuroko no Basket artık anime olarak burada sona eriyor ama ben bundan çok üniversite sınavına hazırlanmak için hayattan elini eteğini artık iyice çeken o üçüncü sınıflara üzülüyorum. Nasıl bir travmadır ki bu üzerinden yüz yıllar geçse bile insan etkisini hala hissediyor.
2 yorum:
Benim gözümde Kise en azından ikinci olmayı hak ediyordu, takımı geçtim tüm maç boyunca kendi başına bütün Seirin'le mücadele etti ama animenin adında Kuroko geçiyor ve her şey başından belli ama bir şekilde umutlanıyorum işte. Ayrıca belli etmiş olmalıyım ama söyleyeyim, seride benim de favorim Kise. ^^
Shoichi'yi Nakai Kazuya seslendirdiğin midir ayrı bir sempatim var. Onun adına da çok üzüldüm. Sürekli Teppei'nin son oynaşı olduğu vurgulanmasına rağmen diğer takımlardaki üçüncü sınıflar sürekli göz ardı edildi.
Her neyse öyle ya da böyle bitti ama bu sezon ilk iki sezondan daha az beğendim. Belki süper güçleri abartıldığını düşündüğümden, belki de Kise'yi harcanan karakter olarak gördüğüm içindir.
Kise candır ^^ O' nu sevmemek mümkün değil... Shoichi'ye olan sempatimin %50' sinden fazlasının nedeninin Nakai Kazuya olduğuna eminim. En sevdiğim seeiyulardan bir tanesi hatta belki ilki.
Süper güçler konusuna katılıyorum. Keyif almama rağmen bir noktadan sonra dehşete düştüm :) Üç sezonu da bitirmenin mutluluğunu yaşıyorum ama aynı fikirdeyim bana göre de İlk iki sezon daha iyiydi.
Yorum Gönder