2010 senesi, hayatını kaybedenler, dağılan gruplar, beklenen albümlerin gecikmeli yayınlanması ve akabinde hayal kırıklığı yaşatması vs derken bana kalırsa visual kei camiası adına lanetli bir sene oldu. Ne yazık ki Kagrra, da bu rüzgardan nasibini alarak dağılan gruplar arasında yerini aldı. Zaten dağıla dağıla grup kalmadı ya neyse...Visual Kei bu mantar gibi grup bitiyor ama işte eskilerin yerini pek alamıyorlar. Neyse Kagrra, ' ya dönersek aslında grup resmi olarak 2011 de dağılmasına rağmen dağılacağını aslında 2010 yılında anons etmiş ve kalplerimizi yaralamıştı. Dağılma kararlarına gerekçe olarak grubun müzikal anlamda daha fazla çizgisine ekleyebileceği bir şey kalmamasını göstermişlerdi. (tabii onlar daha nazik ve şeker olarak açıkladılar da bu benim kabaca yaptığım özet) Yine de ben bu kararın arkasında binlerce komplo teorisi aradım hala da arıyorum ama sonuç değişmiyor tabii ki. Aslında bu yazı başka bir arkadaşa yakışırdı ama ben de zamanında ve hala beni eğlendiren ve keyifle dinlemiş olduğum bu grup için son görevimi yerine getireyim hem de ufak bir zaman yolculuğu yapayım...
Kagrra, ile tanışmam yıllar öncesine dayanır. Böyle sıkıntılı buhranlı günlerden biriydi hatırlıyorum. Sanırım ya hastaydım ya da benzer bir sebep vardı evde boş boş zaman öldürüyordum bir şey yapmaya halim yok ama yatmaktan sıkılmışım. Napayım derken ya benim bir şekilde temin ettiğim ya da arkadaşın tavsiye üzerine temin edip bana verdiği bir konser kaydını izlemeye başladım. PSC 2005 bunu unutmadım. PSC grupları içinde sahne alan ilk gruptu. Afilli bir giriş jeneriği akabinde sahne alan grup sade, akcı ama hoş performanslarıyla beni etkilemişti. Şimdi çok gülüyorum duruma ama o zaman henüz bir aydınlanma yaşayamamıştım fakat bu performans esnasında satsuki' yi de seslendirirlerken “allah allah ben bu şarkıyı biliyorum bunlar mı söylüyormuş bunu?” diye düşünmüştüm. O zamanlar her bilgiye bu kadar kolay ulaşılmıyor doğal olarak sonradan anladım ki dinleyipte sevdiğim satsuki' yi söyleyen kaggra, buymuş. Ne komik şarkıyı sevmişiz ama grubu hiç görmemişiz, tanımıyoruz...
( Satsuki: Grubun en sevdiğim ve ilk dinlediğim ve dinlediğim anda çarpıldığım parçası. Hey gidi heyyy... )
Dediğim gibi grubun enerjisi, genel anlamda sakinliği, Nao' nun muzipliği, Akiya'nın ilginç duruşu, araya karıştırdıkları akustik gitarlar (oha hala dün gibi aklımdaymış meğerse ), Isshi' nin fönlü saçları ve daha o zaman keşfetmiş olduğum gereksiz yelpaze dansı vs... ve satsuki ile ilgiye değer bulmuştum. Naptım? Hemen bunları bir arkadaşla ile paylaştım. Neyse arkadaş beğenmez falan diyordum ki zaten ilk olarak ilgiyle izledi ve pek bir yorum yapmadı. Kendisini birkaç gün sonra gördüğümde ise Isshi ile senkronize yelpaze dansı yapacak şekilde grubu sevmiş ve benimsemişti. Böylece bir hayat daha kaydırmış oldum ve Kagrra, maceramız başlamış oldu.
(Sai : Bayılıyorum bu parçaya. Enerjik, eğlenceli... Elimde mendil halaya tutuşmuşluğum, yolda dinlerken kıkır kıkır gülüp insanların bana uzaylı muamelesi yapmalarına neden olmuşluğum vardır. 2009 PSC konserinden bu video... Yine çok eğlenceli. Ayrıca Isshi' nin bu sözleri yazdığına hala inanamıyorum. Öyküleri gerçekten bir o kadar kötüyken ahahaha...)
Efendim ismi "Tanrıların müziği" anlamına gelen Kagrra' nın zamanla PSC nin en özgün grubu olduğuna karar kıldım. Şimdi The Gazette zaten aldı başını gitti, Alice Nine gereksiz popüler, Kra candır fakat Kagrra' nın da kendine özgü bir havası ve müziği vardı. En belirgin özelliklerinden biri ise sözlerde İngilizce kullanmamaları ve Isshi' nin herşeyi gereksiz şekilde kanji ile yazmaya kasmasıydı -tamam bu Isshi' ye laf sokmak için araya sıkıştırdığım gereksiz bir ayrıntı oldu - . Hani koto kullanımına falan değinmiyorum zaten insan dinledikçe Kagrra, ' nın çizgisini ve neden kendine özgü bir tarzı olduğunu rahatça anlıyor.
Isshi kardeşimiz müziğin yanı sıra kendini edebiyatçı varsayıp aynı zamanda öyküler yazıp bunları belirli günlerde hayranlarına okuyup paylaşacak şekilde kendini edebiyat insanı da sanmaktadır. Ben kendisine hayret ettiğim kadar bu günlerine koşarak giden kitleye daha çok hayret etmekteyim gerçi ama en güzel tepkiyi sanırım Nao zorunlu olarak katıldığı bu günlerde birasını içip saçma sapan geyik yaparak vermektedir :) Bunun dışında zaman zaman ilkokulda yazdığım kompozisyonları Japoncaya çevirip Isshi' ye” kanka öykülerimizi birlikte ilkokuldan gelen sesler başlığı altında bir kitapta yaınlayalım mı?” yazan bir not ile gönderme planları yapmışlığım da vardır. Evet, o öyküleri başıma dayanan silah zoruyla okumak zorunda kaldım ve geçici bir süre iletişime kapandım.
(Utakata: Bu parçaya bayılıyorum... Yine bir canlı performans olsun...)
Geçen bu zaman içerisinde yoğun, sıkıntılı, stresli günlerin arasında beni hem dinlendirmişliği hem de eğlendirmişliği çoktur bu grubun hem müzikleri hem de diğer yan çalışmalarıyla o nedenle – yaptıkları müziği severim o ayrı – her ne kadar yerin dibine soksam da severim Kagrra'yı yanlış anlaşılma olmasın.
Parçalarını dinledik bazılarına hayret ettik, performanslarını izledik, eğlendik, güldük, kagura no su ları izledik güldük sıkıntılarımızdan bir süre uzaklaştık.
(Meguru: Dinlemesi keyif veren parçalaından bir tanesi. Isshi ses bende diye şov yapıyor.)
Aslan yeleli, yandan yemiş bir estetik anlayışı olan, genel anlamda mızmız Isshi ile az dalga geçmedim bununla birlikte hastası olan arkadaşı üzülme ileride zengin olunca tedavi masraflarını üstleneceğim diye az teselli etmedim, genelde Nao hep fırlamalığıyla beni güldürdü, Shin gibi büzülmek kavramını literatüre kazandırdım, Akiya ile Tora diye geyiğin dibine vurduk, Dragon Ball leader diye Izumi' ye sempatimizi belirttiğimiz günlerimiz oldu...
(Omou: bu da sevilesi parçalarından ayrıca bu klibi seviyorum ben. öğeleriyle güzel...)
Ah şu Isshi yüzünden başıma neler gelmedi ki... Ben bununla dalga geçtikçe başıma benzer olaylar geldi. Gözlerimi arızalanmış "ahaha oh iyi olmuş" dedim baktım benim de gözler mikrop kapmış. Dişimi ağrıyormuş (tabii bu haberler bana bir şekilde ulaşıyor ne yazık ki ben de çenemi tutamıyorum)" oh olmuş" diyorum bir bakmışım gecenin bir yarısı diş ağrısıyla uyanmışım!! Süreğen bir şekilde devam eden bu olaylar neticesinde bir ara benzerlik gösteren paralel hayatlarımız olduğuna çevrem inanmıştı ancak yılmadım her seferinde dalgamı geçiyorudum taa ki o güne kadar. Bana yapılan aman uğraşma bak onunla, negatif enerjisi yine çarpacak ikazlarına rağmen dalgamı bulmaya devam ediyordum ve o gün bir yandan yolda yürüyüp bir yandan yine saydırırken en son çukura girerek olaya noktayı koydum. Etrafımdakiler sanırım yerlerde yuvarlanıyorlardı gülmekten. Sonrasında çok temkinli davrandım :))
(Urei: üç kişilik yer kaplayan kafasıyla Isshi, ağzı açık Nao, minimal alan kaplama ihtisası bulunan Shin, başka alemlerde takılan Akiya ve sinsice gülümseyen Izumi ile hoş bir Urei performansı... Bu arada bu güzelim parçada Nao' nun sessiz sakin back vokal yaptığına bakmayın kendisinin Isshi' nin ayağını kaydırabilecek potansiyeli var bana kalırsa ama Nao yapmaz öyle şeyler :)) Ayrıca bu örnekte de görüyoruz bir grup klasiği olarak parçanın bir yerinde tüm elemanların öne gelip tek bir çizgi yapıp salınarak gitarlarını çalmaları hareketi.)
(görüldüğü üzere Isshi nin estetiğe aykırı dansına gerekli cevabı nao veriyor.)
(Devil Christ 13 : Eğlenmek için oluşturdukları yan gruplardan biri. Ki Nao nun yarattığı bir karakter vardır charisma sensei diye bambaşkadır :)) )
(Sakebi)
(Irodori No Sanka)
Isshi' den fazla bahsettim başıma bir şey gelmesinden korkuyorum. Bunun dışında sözleri genelde bu eleman yazıyor. Besteleri ortak yapıyorlardı. Parçaların düzenlenmesi vs..de grubun sessiz ama r2d2 su olan shin' in payı var. Bu beşi arasında en makara eleman Nao idi ki bu eleman gerçekten çok komik. Bir gitarist için farklı bir duruşu olan Akiya ile kendi çaplarında yuvarlanıp gidiyorlardı işte.
(shiroi uso)
Tüm geyikler bir yana visual kei kökenli bir grup olmasına rağmen – gerçekten ilk dönemleri saf v. kei görünümündedir – zamanla kendi tarzlarını oturtarak kendilerine has bir çizgi geliştirerek bunu uzun süre korumalarından ötürü bana kalırsa başarılı bir gruptur. Şu var ki son zamanlarda kendilerini fazla tekrar etmeye başladıklarını düşünen beni bile aldıkları karar üzmüştür aslında. Bir şekilde bunu kırabileceklerini düşünüyordum ancak onlar kaggra, ' yı olduğu şekilde bırakmaya karar verdiler. Her ne kadar gıcık olsam da yine de belli bir noktada haklı buluyorum.
(yume izuru)
Bu zamana kadar olan herşey güzeldi artık bize geriye dönüp dönüp dinlemek kalıyor... Geriye de bayağı materyal bıraktılar. Albümleri içinde Rin, Gozen, Miyako, Shu özellikle ayrı ayrı güzeldir bana kalırsa...
(Gen Ei No Katachi)
Bu arada dağılmalarına zaten ayrı sinir oldum fakat Shanghai' ya gizlice habersiz gelip expo' da sahneye çıkıp kaçmalarına ayrı sinir oldum. İnsan bir haber verir :P Korktular tabii...
(Mateki : isshi nin korkunç hareketlerinden korkmayın, geçer...)
Yani özetle yelpazemizi alıp bir konsere gitmek o yelpaze öyle değil böyle sallanır demek çalan sai ile mendilleri çıkarıp halaya tutuşmak ve etraftaki fan girlleri halay çekerek ezmek şansımız olmadı ve olmayacak ama bu zamana kadar çok eğlendik :))
(yousai: bu da bir klasiktir.)
Bu parçalar için en sevdiklerim ya da favorilerim diyemiyorum. Hepsini ayrı ayrı severim adını anmadıklarımdan özür dilerim...
4 yorum:
Kagrra,'nın dağılacağını bloglarında gördüğümde şaka sanmıştım.
Böyle özgün bir grubun dağılması çok üzücü bir şey.
Ben Kagrra,'yı çok geç tanıdım ama sanki yıllardır tanıyormuşum gibi hissediyorum. Isshi'nin garip huyları, Nao'nun Karisuma'sı, Akiya'nın Nao'nun etkisinde kalıp yaptığı dengesizlikler...
Shin-san ve Izumi-san da öyle...
Ama Kagrra, için dağılmış demek doğru olmaz.
Isshi blog yazılarında hep bahsediyor bu bir 'elveda' değil.
Isshi'nin oni gücü olduğu sürece hiçbirimiz ondan kurtulamayacağız XD
Ayrıca belki bilirsiniz Isshi-san 'Shiki' adlı bir proje başlattı ve Neo Japanesque tarzını orada devam ettiriyor.
Neyse! Sizle tanıştığıma sevindim Tawannanna-san >///< Kagrra,'yı tanıyan bir Allah'ın kulu yok diye düşünüyordum~ ^-^
merhaba, öncelikle yorum için teşekkürler ve ben de sizinle tanıştığıma çok sevindim :)
hem yaptıkları müzik hem de grup olarak aktiviteleri ile oldukça renklilerdi, haberi aldığım zaman ben de çok üzülmüştüm. dağıldı demek doğru olmaz kısmına ben de katılmak istiyorum ama bir klasiktir grubu durdukduk derler ama çoğu zaman dönmezler, yine de kagrra, nın bu genellemenin dışında kalarak sürpriz yaparak dönmesini istiyorum - ve aslında içten içe bekliyorum :)
Shiki için şimdilik sadece fena değil diyebiliyorum açıkçası ne yalan söyleyeyim henüz bu konu hakkında nesnel bir yorum yapabilecek kapasiteye gelmedim tabii bir de single ı alıp iyice dinlemem gerek. aynı zaman da bir taraftandan da the tokyo high black olayını merak ediyorum. diğer üyeler bir yana keiyu ve nao!! neler olabileceği konusunda meraklıyım :))
isshi' nin oni güçlerine güvenmek lazım :)geri gelsinler!...
Kagrra, bizim hayatımızda yeni bir sayfa açan grup... Bizim için kurtarıcı melek gibi bir şeylerdi xD Gerçekten xD Hala öyleler..
Biz onları hayatta tutmak için her şeyi yapıyoruz ama Isshi hariç diğerlerinde hiçbir çaba göremiyorum. Buda beni delirtiyor >.< Üç haftada bir bloglarına yazmaları resmen kanser ediyor bizi >.<
Hepsinin yeri ayrı :) Isshi-san uzaktan bencil, pislik gibi görünsede inanın hiçde öyle birisi değil.. Bunu Japonya'daki büyük deprem ve tsunami sırasında fazlasıyla gördük *-*
Şu sıralar Isshi diyorki bekleyin... Bekleyin.. Bekleyin... Shiki Project çıkmadan öncede diyordu hep bekleyin diye.. Umarım yine bunun gibi bir şey çıkarda diğerlerini de görebiliiz.. Hepsini çok özlediim. Birer grup olarak.
Tekrar birleşsinler.. Tek dileğimiz bu.
Güzel tanıtım gerçekten :) Kagrra,'yla yakından ilgilenenler bizim için önemlidir.. Hemde Türk'se xD
Fazla uzatmıyorum *-*
Tanıştığımıza memnun oldum!!
Merhaba. Yorum için teşekkürler. Ben de sizinle tanıştığıma ve Kagrra, ' yı bilen, her açıdan tanıyan kişilerle tanıştığıma seviniyorum. Genel anlamda visual kei ve bağlı olarak j rock ile ilgili olarak yaşanan bir sorundur çünkü bu; insanlar visual kei' in kökeninden bihaber olarak kız gibi erkekler diyerek, makyaj konusuna takılarak parçaları dinlemeden ve grubun çizgisi ve müzik hakkında bir fikir oluşturmadan bir önyargı taşırlar (hatta uzak doğudan müzik çıkmaz diyen çok insan vardır) – bu durumun dışında kalan insanlar var tabii ki ve hepsini tenzih ediyorum – ya da gruplarla ilgili olarak müzikaliteden öte tiplere yapışıp kalırlar ve yapılan eleştirleri kişiselleştirerek olayı ya da fikirleri çıkmaza sürüklerler – bu durumun da dışında kalan insanlar var ne mutlu ki ve hepsini yine tenzih ederim - . Dinleyipte beğenmeyenlere de saygı duyarım.
Ben de Kagrra,' yı tekrar ortamda görmeyi isteyenlerdenim. Her ne kadar yan projeler gelecekmiş gibi gözükse de Kagrra,' nın bir bütün olarak yeri ayrı... Umarım bu günün birinde gerçekleşir belki de bir ara gruba ve yaratıcılıklarına yeni bir soluk getirir. Bu sadece benim düşünce ama her gün yeni gruplar çıkıyor ancak farklı olanlar kalabiliyor bu anlamda da grupların kendi tarzlarını oturtmalarını oldukça zaman alıyor böyle bir ortamda da eski gruplar sahneden ayrıldıkça ortam sanki birbirinin benzeri bir sürü grup tarafından kaplanıyor.
Bu blog içinde ben ve diğer arkadaşlarım kagrra, ile zaman zaman dalga geçip eleştirdik ama hepimiz severiz :)
ahaha bu arada bloglarına yazma konusuna ben de katılıyorum biraz gebeşler sanki :)
umarım kagrra, severlerin sayısı artar ve grup geri döner de bir konsere buralarda da gidebiliriz. Hayal etmenin sınırı yok :) blogu da beğendimi ekleyeyim.
Ben de tanıştığımıza sevindim :)
Yorum Gönder