2011 Frankie Chan yapımı Hong Kong filmi genel anlamda keyifli eğer bu tarz fimleri seviyorsa insan... Türünün iyi örneklerinden olup olmadığı başka bir konudur tabii ki...
Cecilia Cheung, Richie Ren, Park Chi gibi isimleri barındıran, Yang Generallerinin öyküleri üzerine kurulmuş filmin senaryosu zayıf ve etkileyicilikten - kurgu bakımından - uzak olsa da olaya kadınların girmesi, aksiyon sahneleri ve savaşların anlamsızca devam etmesinin etrafa verdiği hasar nedeniyle konuya uzak insanlar için ilgi çekici denilebilir.
Yang ailesi savaşçı bir aile bu nedenle ailenin tüm erkekleri öldüğü için ev kadınlar evine dönmüş, üçten fazla nesil bir arada yaşıyor. Evin baştan 3. nesil erkeği olan ZhongBao' nun öldüğü haberi, 4. nesil erkek olan oğlunun 18. yaş gününde eve haber olarak gelir. Zhong Bao öldüğüne göre Yang klanında sadece bir erkek geride kalmış oluyor o da oğlu olan bu çocuk. Daha kadınlar ZhongBao' nun yasını tutamadan , imparatordan - bu arada imparatorun ne yaptığını bilmiyoruz ama diğer uyuz generallerden anlaşıldığı kadarıyla kaypaklık, yozlaşmışlık had safhada- Yang ailesinin son oğlunun da savaş sınırına gitmesi emrediliyor. Doğal olarak evi bir telaş alıyor. Ailenin son oğlu da ölürse aile bitecek aynı zamanda Zhong Bao nun görevini tamamlayamadan ölmesi ailenin namına bir leke...
Kadınlar içten bir şekilde istemese de de evin direği, en yaşlısı yani birinci nesil Yang erkeğinin karısı, kadınların - elemanın annesi, babaannesi ve diğer teyze ve babaannelerin de ısrarıyla durumu kabul ediyor, bir şartla evin tüm kadınları da oğlanı korumak ve aynı zamanda ailenin şanını ayakta tutmak için savaşa birlikte gidecekler. Şimdi bu kadınları boş sanmayın, babaanneler sınıfı bile oldukça güzel ve naif görünürken hepsi aslında dövüş sanatları ustası, hepsi farklı silah ve tekniklerde usta. Ailenin erkekleri nasıl bir seçim yapıyorsa artık!
Böylece tüm kadınlar savaş sınırına iki amaçla ilerlerler. Birincisi ailenin son erkeğini korumak, ikincisi sınırı yabancı istilacılardan koruyarak ailenin saygınlığını zedelememek.
Şimdi yabancı istilacılar kimlerdir açıkçası bilemiyorum. - bu olay bu hikayelerde yer alıyor mu bilmiyorum açıkçası - Bu generallerin hikayelerini zamanında parça parça okumuş olsam da, kendi dilinden okumaya kasmak ve hepsinin birbirine girmesi, okuduklarımı anlamamam ve hanziden midemin bulanması ve bu parçalı okuma yapısından dolayı bende hiç hatıra bırakmamıştı. O nedenle kimlerdir, necilerdir bilemiyorum, filmde de bununla ilgili pek bilgi verilmiyor ama hepsi karikatür gibi film içinde bu da bir gerçek. Yani iri yapılı, barbar ve acımasız tipler.
Kadınlar erkekleri aratmayarak sağlam bir strateji kuruyorlar gelin görün ki oğlan biraz salak olduğundan tüm savaş planının bozulmasına sebep oluyor ve istenmeyen kayıplar bu birbirinden güçlü kadınların bir kısmının ölümüne sebep oluyor ve savaş son sürat devam ediyor.
Yüzüncü kez söylüyorum ama savaş sahneleri ve aksiyon bölümlerinin pek çoğu estetik ve oldukça sürükleyici... Bir kısmında ise bu yeşil sahne olayı çok belli oluyor ne yazık ki...
Diğer bir noktada hangi kadın kimdi anlaması seçmesi zor. Kadınları pek tanımaya fırsat olmuyor. Bir iki tanesi dışında onları da çoğu zaman kullandıkları silahlardan ayırt edebiliyor insan ama babaannelerden biri midir, kuzen midir hatırlamak imkansız. Film derinlemesine bir karakter portresi sunmuyor.
Bu olumsuz yanlara rağmen film yine de eğlenceli ve sürükleyici... Öyle ki özellikle sonlara doğru içimdeki vahşi ortaya çıktı ne yalan söyleyeyim ve kadınlar bu ayı yapılı elemanları tepeledikçe ben mutlu oldum zevk aldım.
Bağlılık üzerine; kadınların kocalarına, aileye, ülkelerine. Savaş meydanına kadınlar indiğinde insan ister istemez duruma yabancılaşıp farklı noktaları görüyor. Özellikle yapılmak istenen bir şey olmasından ziyade izleyenin algısı ile ilgili bir durum.
Bu arada o orduları geciktiren generale ve kadınlara gülen o ayılara kafam girsin.
Müzikler ve sözler oldukça hoş. Oyunculuk, senaryo beklenilmesin ama tüm negatif yanlarına rağmen eğlenceli ve estetik bir film olduğu kanaatindeyim. Çok daha epik, derin ve etkileyci bir iş ortaya çıkarmış aslında da bulduğumuzla yetinmek durumundayız bu filmde ne yazık ki!
Bu arada ZhongBao' nun annesi, küçük oğlanın babaannesi ayrıca bir takdiri hak ediyor. Güzelliği bir yana, her gelinin isteyip bulamayacağı bir portre, izlenince ne demek istediğim anlaşılır belki :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder