25 Şubat 2012 Cumartesi

BLEACH - JIGOKU-HEN



Bunu uzun zamandır şöyle keyifle ve ağız tadıyla izleyeyim diye bekletiyordum. Ne umutlarım, hayallerim vardı üzerine! Yalnız izleyeceğim kesinlenşince, olmazsa sonra tekrar izlerim fazladan izlemenin zararı yok diye oturdum ve bir hevesle izlemeye başladım. Umut dünyası işte!! Ne alacağını biliyorsun ama beklentiden adam ölmez diye de düşünüyorsun.

İlk sahneler hariç, Kokuto ortama girdiğinde zaten anlıyorsun neyle karşılaşacağını aammaaa Kokuto' nun seiyusu Nakai Kazuya olduğu için aynı zamanda da "vuuuu, yaşasın" diyorsun. Sonrası bilindik Bleach filmi, İchigo' nun kazmalıkları ve bankaileri ama her zaman ki gibi gereksiz ve boşa harcanan, Orihime' nin yine Ichigo ya sulanması, Renji' nin bankai yapması falan. Haa yanlış anlaşılmasın bu aksiyonların hepsini çok severim - tabii ki Orihime' nin Ichigo' ya saldırıları hariç - ama bu filmde hiç tat vermediler.




Evet cehennem de isyan, cehenneme başkaldırı düzgün bir nedensellikle heyecan verici olabilirdi ama bu o değil, kesinlikle değil.

Byakuya yine en fazla üç cümle sarfederek filmin en karizmatik adamı oldu muhtemelen. Rukia' cıkta yine eziyet çekti falan.

Parantez açarak çemkirmek istiyorum: Orihime sen ne biçim bir yaratıksın? Ahtapot gibisin ve zaman geçtikçe daha korkutucu ve tiksindirici bir yaratık oluyorsun. Rica ediyorum öl lütfen!

Ben bu filmden pek hoşlanmadım açıkçası.

Kapanış parçası TM Revolution' dan Save the one, Save the all...



Bu canlı performansa bir göz atmakta ayrıca fayda var.




(İleride T.M Revolution' a değineyim, üşengeçlikten ölmez de yaşarsam ama bu performanstaki kostümlere hasta oldum :))

Son olarak Ichigo' ya rica ediyorum; her yere dan dun girip darmadağın ediyorsun, seni aradığım zaman bana da yardıma gelip dilediğim bir ortamı dağıtır mısın?

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...