25 Mart 2010 Perşembe

SHADOWLESS SWORD: Gerçekten Shadowless...



2005 yapımı Güney Kore filmi. Yönetmeni Kim Young-jun olup ,Yoon So-Yi, Lee Seo-jin, Shin Hyeon-jun gibi bir kadroyu barındırmakta.

Öncelikle söylemem gereken şey izlemeyi heyecanla beklediğim filmlerden biri oluşuydu. - Evet yıllardır itinayla bekliyordum -Konusu cezbedici gelmişti; sürgünde bir prens, zor durumda bir imparatorluk, onu kral olmaya ikna etmeye çalışan bir grup ve korumakla görevli bir kadın savaşçı ve kraliyet ailesinden geriye son kalan varis olan bu prensi öldürmeye çalışan bir kesim.

Bu kadar beklentiyi ya da heyecanlı bekleyiş sürecini karşıladı mı? Hayır, karşılamadığını rahatlıkla söyleyebilirim - ya gerçekten ben yaşlanıyorum, ya çok sıkıldım ya da beklentilerim tavan yapmış durumda ya neyse- . Neden kısmına girmeden önce total olarak hayal kırıklığı yaratsa da , parça parça incelendiğinde tatmin edici kısımlarının olduğunu da söylemem lazım.

Şimdi Balhae denilen İmparatorluk başkaları tarafından ele geçiriliyor falan - çok ayrıntıya girmeyeyim -, "Killer Blade Army" denilen bir oluşum var (Türkçesi katil bıçak ordusu) - bana bir anda Kung- Fu Hustle' ı anımsattı ya neyse - ve bu ordunun başında filmin kötü karakteri Gun Hwa-Pyung yer alıyor, - gizlice amacı Balhae İmparatorluğu' ndan intikam almak, tüm varisleri öldürmek ve kendi imparatorluğunu kurmak ama bu esnada bir yetkilinin emri altında çalışmakta - varisleri öldürüyor sonra öğreniyoruz ki geriye bir tek bizim prens kalmış o da uzak bir yerde sürgün olarak yaşamakta. KBA ile birlikte Balhae' nin önde gelenleri bu prensin başkente geri gelmesini ve soyu devam ettirip imparatorluğu koruması için en iyi savaşçılarını, önüne çıkanı yere seren aynı zamanda güzel bir kadın olan Yeon Soha' yı gönderirler. KBA nin amacı da prensi öldürmektir tabii.

Prensimiz sürgün ellerde ticarete atılmış başarıdan başarıya koşmakta olan Daejeonghyun' dur. Yeon Soha onu bulur, KBA dan kaçarlar amaçları Balhae' ye ulaşmaktır.

Sonunda bekliyoruz ki hani prens başa geçsin ortalığı dağıtsın falan, bu tarz beklentilerimiz var, yok değil. Yanlış! Film sadece bu yolculuğu anlatıyor o da etkileyicilikten uzak şekilde. Bazı flash backler hoş süprizler yapıyor orası ayrı. Yani kurgu bir derece belki ama senaryoda bir eksiklik var bariz şekilde... Ha tabi prens hafif bir evrim geçiriyor falan ama bunun bile nedenselliği net ortaya konamıyor. Bir de final çok ezik. Koskoca film boyunca kaç kaç finalde tamam ufak bir süpriz yap ama iki dakikada işi bitir.

Bunun dışında Yeon Soha güzel kadın ama filmde yer alan bir karakter daha var değinmem lazım o da Mae' dir (adını yanlış hatırlıyor olabilirim) . Bu kadın kişimiz Gun Hwa Pung' a yanık ve sadık - basitçe kötü tarafta - ara ara insanı gıcık etme potansiyeline sahip olmakla birlikte aslında çizgisi olan karakterdir. Ben bir savaşçıyım diyerek tutumunu ortaya koymuştur fakat maalesef şartlar kötü olduğu için kendini Gun Hwa Pung için feda etmiştir. Yazık olmuştur kendisine. Ayretten Yeon ile kapıştığı sahneler görüntü ve estetik olarak güzel sahneler ama koreografi de - koreografilerde genel anlamda - biraz sorun var bence, neyse..

Müzikler fena değil. Aksiyon sahneleri göze hitap eden şekilde, keyif verici, - ama koreografilerin akıcılığı konusunda emin değilim- Prens sinir bozucu, kötü adam karizmatik sayılabilir ama Mae daha karizma. Bir yol öyküsü diye alırsakta anlatım eksik ancak kendi içerisinde tutarlı bir yapıya sahip yine de izlenmemesi gereken bir film değil.Türün meraklılarının izlemek isteyeceği bir filmdir.

Bu arada erkeklerde sürmenin etkisi ve katkısı konulu bilimsel araştırmaya ön ayak olacak potansiyele sahip. Kendine yakıştıranlar sürme kullanabilir, estetiği arttırıcı bir yöntem. Ayrıca Jack Sparrow vari kötü adamcıklar görmek çok eğlenceli filmde, kendileri de eğlenceliydi.

Sonuç: Ben de uçmak istiyorummmm....

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...