16 Şubat 2009 Pazartesi

RUSH: Music of Gods


***Bu yazı ank-su-namun' un 14 Şubat ağıtıdır .............

Her müzik severin hayatında hayatımın grubu dediği diğerlerinden bir adım önde duran bir grup vardır zannımca.
Maymun iştahlının önde gideni bir müzik sever olarak benim hayatımın anlamı dinlediğim andan itibaren kelimenin tam anlamıyla aşık olduğum Kanadalı Rush grubudur.Şimdi bunca manga,anime,j-rock geyiğinden sonra diyeceksiniz bu da nerden çıktı.28 yaşına merdiven dayamış yaşlı bir otakunun yine sap geçen bir 14 şubat sonrası depresyonunundan kaynaklanan bir duygu patlaması olarak adlandırabiliriz bunu.
Rush herbiri kendi içinde bir müzik tanrısı olarak adlandırabilecek elemanlardan oluşan bir Progresif Rock çılgınlığıdır efendim.1968'de Kanada'da kurulduğunda elemanları gitarda Alex Lifeson (Alexander Zivojinovich),vokal,bass ve synth (evet üçünü de yapıyor) Geddy Lee (Gary Lee Weinrib) ve bateride John Rutsey idi.1974'te Rutsey'in yerine Neil Peart gruba dahil olmasıyla efsanevi üçlü son halini almış oldu.Grubun müzikal referansları arasında yine herbiri efsane olan Cream,Pink Floyd,King Crimson,Yes,Led Zeppelin gibi isimler bulunur.
2009 itibariyle müzikte 31. yılını dolduran grup dünya çapında albüm satışları açısından 24 altın ve 14 platinyum albüm ile The Beatles,The Rolling Stones ve Aerosmith'ten sonra 4. sıradadır.Şu ana kadar yayınlanmış stüdyo albümleri:

* Rush (1974)
* Fly by Night (1975)
* Caress of Steel (1975)
* 2112 (1976)
* A Farewell to Kings (1977)
* Hemispheres (1978)
* Permanent Waves (1980)
* Moving Pictures (1981)
* Signals (1982)
* Grace Under Pressure (1984)
* Power Windows (1985)
* Hold Your Fire (1987)
* Presto (1989)
* Roll the Bones (1991)
* Counterparts (1993)
* Test for Echo (1996)
* Vapor Trails (2002)
* Feedback (2004)
* Snakes & Arrows (2007)

Yukarıda bahsi geçen albümlerin her biri bir baş yapıt niteliğinde olup özellikle son albümleri Snakes and Arrows biz fanlarına 30 yıldan sonra Geddy,Alex ve Neil'in hala kendilerini aşıp çok daha olağanüstü parçalar yapabileceklerini göstermiştir.



Grup elemanlarından Geddy Lee,benim için her daim biraz daha fazla özel olup kendisine olan hayranlığımı kelimelerle ifade etmekte zorlanıyorum.Tüm müzik otoritelerince bir bass gitar dehası kabul edilen Geddy'nin bass gitar performanslarını dinlememiş bir bünyenin hayatında gerçek anlamda hiç bass gitar duymamış olduğunu varsaymaktayım.Öyle ki yıllardır Rush dinlemekten ötürü oluşan dinlediğim her parçada ilk bass gitarı duymak gibi bir alışkanlığım var.Geddy'nin ne kadar olağanüstü bir müzisyen olduğunu anlamak için konserlerde aynı parçada hem bass,hem klavye çalıp hem de vokal yapmasını huşu içinde izlemeniz ya da size Steve Harris (Iron Maiden),John Myung (Dream Theater),Les Claypool (Primus) ve Cliff Burton (Metallica) gibi Geddy'den etkilenmiş isimleri saymam yeterli olur sanırım.
Neil Peart için ise gelmiş geçmiş en iyi bateristlerden biridir diyebiliriz.Bazı arkadaşların oralarda ama peki ya Dream Theater'ın Mike Portnoy'i necidir hacı dediğini duyar gibi oluyorum.Portnoy'ın kendisi de her fırsatta Neil'den ne kadar çok etkilendiğini dile getirmektedir efendim.Elemanın birinin zamanında şöyle bir yorumu vardı Rush için:
"Dream Theater hayranlarının büyük çoğunluğunun dinlemediğini tahmin ettiğim grup.
Zira dinlenseydi, Dream Theater'ın yetenekli bir Rush cover grubu olduğu fark edilebilirdi."
Şahsen bu yoruma yürekten katılıyor,bunu diyen arkadaşı gözlerinden öpüyorum.DT dinleyerek erdiğini düşünen arkadaşlara bir de Rush dinlemelerini tavsiye ediyorum tabi bünyeleri böylesi bir müzikal orgazmı kaldırabilirse.
DT'yi severiz bu arada efendim ne de olsa Rush'tan etkilenmiş,yetenek kübü insanlardan oluşan bir grup,yanlış anlaşılma olmasın.
Alex'e gelince Geddy ve Neil gibi 2 efsaneye ancak Alex gibi bir gitar yakışırdı demek istiyorum.Gitar sololarına mütemadiyen hastayım.
Son albümün enstrümental çılgınlığı The Main Monkey Business eşliğinde sözlerimi tamamlarken sizleri grubun 60.000 kişiye çaldığı Rio konserinden Tom Sawyer performanslarına ait aşağıdaki videoyu izlemeye davet ediyorum.
http://www.youtube.com/watch?v=p77YPz46doQ
Ölene kadar mottom şudur: kulaklarınıza bir iyilik yapın Rush dinleyin,kesinlikle pişman olmazsınız.


*******by ank-su-namun.....

15 Şubat 2009 Pazar

GLAY: GLAY hadisesinin diğer kurbanı konuşuyor:



*****Bu yazı ank-su-namun tarafından kaleme alınmıştır............

Öncelikle sevgili editörüme kendimi 100 yaşında hisettiren duygusal GLAY yazısı için teşekkürü borç bilirim.Teru-sama'nın enfes vokaline vurulan o meşhum arkadaş benim tabi ki..Zaten herşey böyle başladı.Glay ve sevgili editörümün bulaştırdığı Luna Sea ve X Japan ile tavan yapan j-rock hastalığımızın ilk kıvılcımı böyle çakıldı.Bir de serde L'arc~en~ciel hastalığı vardı ki bu da başka bir yazı konusu olur.Internetin ilk yaygınlaştığı zamanlardı,dial up bağlantılarımızla i-meshten es kazara bir Glay parçası bulunca sevinç gözyaşları dökerdik,oysa şimdi bloglardan grupların tüm discografisi rahatça indirmek mümkün.Şimdinin gençleri cidden ne kadar şanslı olduklarının farkında bile değiller.O zamanlar japon grupları dinleyen bizlere uzaylı gözüyle bakan yurdum gençleri şimdilerde patlayan anime kültürünün etkisiyle japon müziğine bulaşıp tarumar olurken bir köşede kıs kıs gülmekteyiz efendim.Bu arada ismin Glay olduğuna bakmayınız japon kitlesi L yerine R sesi çıkarttıkları içün Glay zaten onlar için Grayu'dur.


Şimdinin yeni yetme visual kei kitlesi bu amcalar için pop kardeşim bu diyebilir,böyle bir şuursuzluk içinde olmayalım,evet Glay bir pop-rock grubudur ancak asla visual kei gruplarıyla aynı kefeye koyulmamalıdır.Sound olarak grup kendi deyimleriyle siyah olan rock ile beyaz olan pop'un enfes dozajda bir karışımıdır.
Zaten müzikal kariyerleri boyunca asla visual kei olmaya çalışmayan bu dörtlünün hepsi Japon müzik camiasında kabul gören çok yetenekli müzisyenlerdir zaten öyle olmasalar yüce insan Yoshiki-sama ellerinden tutmazdı.
Ayrıca 1996-2006 arası süreçte japon müzik endüstrisinin pek çok prestijli ödülüne layık görülmeleri de cabası.
Glay deyince ilk aklıma gelen parçaları harika bir anime klibe sahip Survival oluyor. Bir de Winter,Again enfes klibi ve dramatik dokusuyla her Glay fanı için çok özeldir zannımca.Sonra pek fazla bilinmeyen Ai,harika sololarıyla ön plana çıkan Runaway Runaway ve super eğlenceli Love Slave benim için (birazcık daha fazla) özel diğer Glay çalışmaları,aslında grubun diskografisi bunlar gibi pek çok harika parçayla bezenmiş olduğundan seçim yapmak cidden zor.İlk kez dinleyecekler için bir tür best of özelliği taşıyan Drive albümünü önerebiliriz.
Bu arada hayatımın en büyük dramı dünyanın en enfes gitaristi Hisashi ile en tatlı bassçısı Jiro arasında bir seçim yapamamaktır ancak Jiro-sama evlenerek bu sorunu benim için toptan çözdü ne yazık ki..:(


(tawannanna: efendim merak edenler için geliyor sırasıyla; jiro, hisashi, teru, takuro )


Hisashi-sama deyince ilk akla gelen Takuro-san ile karşılıklı patlattıkları gitar soloları oluyor tabi ki..
Hocam abartıyorsun diyenler için bkz: http://www.youtube.com/watch?v=pGdUrWi_zHs
Hisashi-sama;grubun en visual kei'ye yakın görünen elemanıdır,çılgın saç şekilleriyle akıllara kazınmıştır.
En sevdiğim parçalardan biri olan Ai'nin bestecisidir,şimdilerde kendi müzik tv şovuna başlamış olan bu harika adama deli gibi aşık olduğumu belirtmeden geçemeyeceğim.
Jiro-sama deseniz sahnede oraya buraya koşturmak,zıplamak ve sekmek suretiyle çaldığı bass gitarıyla dinleyiciyi kendinden geçirmeyi çok iyi bilir.Bir de sevimliliğiyle ve canlı performanslardaki maymunluklarıyla ünlüdür.
Buna en güzel örnek olan şu performansa bir göz atalım bkz: http://www.youtube.com/watch?v=UBlsq4Nxb7o
O bebek yüzü sayesinde grubun en fazla fan kitlesine sahip elemanı olduğunu söyleyebiliriz,sahnedeki tüm enerjikliğine karşın sahne dışında pek sessiz sakin bir zat olduğu rivayet edilir.2000 yılında evlenerek kalbimi çok derinden kıran Jiro-sama'nın "Buggy Crash Night" adlı paso Glay şarkıları çaldığı bir radyo programı mevcuttur.
Teru-sama enfes vokalinin yanı sıra alçak gönüllü kişiliği ve yakışıklığı ile de (bazı malum) gönüllerde taht kurmuştur,elemanlarından biriyle evli olduğu "puffy ami" grubundan şiddetle nefret etmek kaçınılmazdır.
Takuro-san ise grubun efendi görünen ancak super matrak olabilen elemanıdır.Genelde ciddi görünmesine karşın gülünce (biraz karizmayı dağıtsa da) dünyalar tatlısı olur.Super bir söz yazarı olmasının yanı sıra gazete makaleleri de yazmaktadır.Ayrıca otobiyografik kitabında 10 yıl boyunca sevdiği kadının evlenme teklifini geri çevirerek kalbini kırdığı ve yazdığı aşk şarkılarının çoğuna ilham olduğunu yazmış.Kendisinin 2004'te bir japon model ile evlendiği düşünülürse kırık kalbi çoktan tamir olmuştur sanırsam.
Glay grubunun asıl olayı konserler olduğundan canlı performansları mutlak suretle izlenmesi gereklidir.Ayrıca gözlemlediğimiz kadarıyla Çin'deki en ünlü japon gruptur,genelde tasasız sırtarırken görülen Çin halkının konserlerinde hüngür hüngür ağlaması hala hafızalardan çıkmamıştır.Yine başka bir yazının konusu olacak olan Hong Kong'un aykırı insanı Nicholas Tse ile de birlikte çalışan Glay son olarak önümüzdeki mart ayında 15.yıl dönümlerinin şerefine "Say Your Dream" adlı bir single çıkartacaktır,ilgili parçanın 15 dakika olduğu rivayet ediliyor.Grubun geçen eylülde yayınladığı Aka to Kuro no MATADORA/I LOVE YOU wo Sagashiteru single'ının özel bir versiyonunda ise David Bowie'nin Sufragette City'ini coverlamış olması da ayrıca Bowie fanı olan benim aklımı başımdan almıştır.Özetle bu yaşımda ilk günkü kadar deli bir Grayu fan girl olmaktan gurur duymaktayım,söz sizde sayın editörüm.


*****by ank-su-namun .............................

13 Şubat 2009 Cuma

BLEACH THE DIAMONDDUST REBELLION


Hueco Mundo macerasını kapatıp- ne yazık ki Ichigo ile Orihime' nin el ele tutuştuğu o iğrenç anı görüp- daha sonra 3th division a yeni taicho geldikten sonra girilen fillerlara dayanamayıp bleach' e bir süre ara vermiş ve bu süre içinde çoook özlemiş biri olarak dört gözle izlmeyi beklediğim filmdi. En son Haziran ayında deli gibi arayıp, en erken eylül ayında izleyebileceğimizi çok büyük zorluklarla kabullenebilmiştim. Vee eylülün sonunda güzel haber geldi, yüce gönüllü bir arkadaş filmi temin etmekle kalmayıp büyük bir kıyak yaparak bir hafta beraber izleyebilelim diye bekledi. Ve en sonunda o gün geldi çattı....

Tüm düzeneğimizi kurup gıdalarımızı önümüze depoladıktan sonra heyecanla başladık filmi izlemeye.Konu fena değil, Toshioro Hitsugaya ve temalı konusundan ziyade dövüş sahneleri nedir öyle?!! Neyse buna daha sonra değinelim. Karakterler açısından yok yok .Biri gelip biri geçtikçe zevkten dört köşe olduk. Hitsugaya&matsumoto ile açılan perde ichigo, renji, rukia , taicholar ile devam ettikçe cipslerin bittiğini farketmedik. Yapımcılar ne varsa koyalım , ne kadar aksiyon yaratırsak o kadar iyi mantığı gütmüşler zannımca ama kötü mü olmuş . HAYIR... zira ilaç gibi gibi geldi açıkçası. Kısaca Memories of Nobody den aksiyon açısından çok daha performanslı, çok daha iyi bir iş ortaya çıkmış.

Gelelim filmle ilgili değinmemeiz gereken bazı sahnelere....

*************** s p o i l e r o l a b i l i r h a l a i z l e m e m i ş o l a n l a r a************

Efendim öncelikle bir iki dakikada olsa Uruhara Kisuke yi gördük mutlu olduk. Özlemişim Uruhara yı. Yine dünyadaki dert masası olarak evinde yapılan toplantıda tek bir cümle söyledi sanki hayatın anlamını açıklamış gibi muamele ettim kendisine.

Hitsugaya vs Kira& Hisagi sahnesi vardı ki gözlerimi kırpmadım. O da ne Hisagi shinkai mi yapacak diye aylardır bekliyorduk sonunda o bölüm gelmişti ( mangada çoktan shinkai yaptı gerçi de ...) shinkai değilmiş ama olsun, zanpaktosunu kınından hafifçe çıkarması yettti de arttı, gerçi Kira ile birlikte çizildiler sonunda ama olsun.

Shunsui Kyouraku yu aksiyonda göreceğiz diye heyecan yaptık sonunda hastahane yatağında gördük ama kendisi yine espritülelliği elden bırakmadı sonucunuda çok üzülmemiştir zira nanao chan ın yakın ilgisine maruz kalmaktan eminim pek memnun kalmıştır.

İchigo, renji, rukia her zaman ki gibi olay insanları olarak aksiyon başında idiler. Ikaku ve .... canlar. Ve... Zaraki Kenpachi , sana hiçbirşey demiyorum. sayende üstümüz başımız ağzımızdakileri pürküttüğümüz için battı ... Byakuya karizmanın tavanını yaptı bankaisi ile...

Son sözüm Soul Society e. Bu kadar mı eziksiniz kardeşim? Hemen daha ne olduğunu anlamadan Hitsugaya yı hain ilan etmeler, bölüğü göz altına almalar o da yetmedi Hitsugayayı gördüğünüz yerde öldürün demeler ... bir durun sakin olun, bir düşünün . Ichigo bile sizden zeki çıktı, durumu anladı. Ichigo daha ne yapsın , bir de elemanı hala sub-shinigami diye aşağılıyorsunuz hala. Ne zaman adam olacaksınız anlamadım ki (bu lafların çoğu yamamatoya).

Bu arada müzikler harika, kullanımlar güzel.

Sonuç olarak izleyin. Bleach hayranlarını tatmin edecek sahnelerle dolu bir film. Konu falan hikaye...

5 Şubat 2009 Perşembe

GLAY: Yıllar Önce.......




Yıllar yıllar önce, uzak bir boyutta, Asya kıtasından bir arkadaş sayesinde tanıştığımız ilk göz ağrılarımızdan... İlk dinlediğimiz parçaları olan "Rain"' de - tesadüf ki grubun da yayınlanan ilk parçasıdır single olarak- Teru' nun sesine vurulmuştuk bir arkadaş (?) ile... Tabi o zaman böyle internet yok, emuledur soulseektiR, bloglardır yok. Neyse azimle yolumuza devam ettik efendim, azimle araştırdık ettik, klip bulunca sevindik, kanjileri sökmeye çalıştık, kahve falı bakar gibi kanjileri yorumlayarak bilgi toplamaya çalıştık.... (çok güçlük ve acı çektik aah aah ). İşte bu yazıyı büyük bir duygu seli içerisinde ilk gözağrımız Glay için yazıyorum....:P (yaşlanıyor muyuz nedir?)

Japonya' da oldukça popüler olan ve bilinen j-rock grubu olan Glay' ın kuruluşu üyelerinin daha lise öğrencisi olduğu 1988 yılına kadar uzanır. Teru ve Takuro tarafından o zamanlar kurulmuş olan grup için aslında "Gray" denmek istenmiş fakat kelime bir şekilde "Glay" e dönmüştür. Gray olayındaki kasıt belli bir müzik tarzına bağlı kalmayalım kafamıza göre takılalım olmuş ve grup hakikaten bu mentalitede hayatına devam etmektedir.

Teru ve Takuro' ya o zamanlar Ari' de çalan ve Ari dağıldıktan sonra katılan Hisahi ve Pierrot'ta çalan Jiro'nun biraz zorlama ile de olsa katılmasıyla grubun çekirdek kadrosu oluşmuştur. (çekirdek değil bildiğiniz ana kadro. Davulcu ve klavyeyi geçici eleman olarak sağlıyorlar :P). Müzik kariyerine davulcu olarak başlayan Teru daha sonra vokale geçmiş, Takuro ve Hisashi gitarları almış, Jiro da bası yüklenmiştir.

Gruba bir bakalım;

Takuro (takuro kubo): gitar
Teru (teruhiko kobashi): vokal
Jiro (yoshihito wayama): bass
Hisashi (hisashi tonomura): gitar





Bu arkadaşlar Tokyo' ya geldiklerinde bir süre parlayamazlar. İşte o anda yüce insan Yoshiki elemanlarımızı keşfederek onlara kol kanat gerer. Böylece 1994 yılında ilk singleları "Rain" ve ilk albümleri "Hai to Diamond" yayınlanır.

Bundan sonra bu arkadaşlar kopup giderler zaten.... Albümlerini sıralamamız gerekirse buyrun şöyledir (bunlar için bir gün ayrı yazılar yazarız)

hai to diamond - 1994
speed pop - 1995
beat out! - 1996
beloved - 1996
pure soul - 1998
heavy gauge - 1999
one love - 2001
unity roots & family, away - 2002
the frustrated - 2004
love is beautiful - 2007

Glay' in bir de herkesin genelde farklı enstrümanlar çaldığı yada gizli canlı performanslar için kullandıkları "Never Mind" adı vardır. Bu isim altında da iki adet albümleri var eğer yanılmıyorsam. Gayet eğlenceli...

Bir ara çalışmalara ara veren grup sonra tekrar geri döner... Bu arada üyelerin kendi projeleri de devam etmektedir. Misal; Teru ile Hisahi'nin "rally" adlı grupları var. Takuro bir ara Vanesse Mae ile "A flow of Soul" adlı bir albüm çıkarmıştı. (piano:Takuro, keman :Vanessa Mae). Bu albümün içeriği Glay parçalarının enstrümantal olarak yorumlanışı. Güzeldir, dinleyin. Jiro da The Predators adlı grupta bas çalmaktadır aynı zamanda.

Efendim Rain ile başlayan maceramızda neleri beğenmedik ki "winter, again", "together", "special thanks", "soul love", "however" (teru'nun bu şarkıyı söylerken ağlaması ayrı bir konudur) gibi pek çok dinlenilesi, güzel parçalara sahip bu grubun canlı performansları da ilgiye değerdir, sahne de oldukça canlı ve samimi görünürler. Çin' de verdikleri konserde ağlayan Çinliler gördüğümüzde kendimizi görmüş gibi olduk :) - dağılmadan canlı izleyebilecek miyiz acaba? -

Son çıkardıkları single Verb de bir adet "with or without you" coverı bulunmaktadır. Şarkının orijinalini pek sevmeyen biri olarak yorumu başarılı buldum, takdir dinleyenlerin... Bir de Exile ile birlikte "Scream" adlı bir single çıkardılar bir ara. Oldukça eğlenceli, farklı bir tat...

Velhasıl, yıllar geçti, çoluk çocuğa karıştılar ama bizim için yerleri her zaman aynıdır. Umarım ki müziğe hep devam ederler biz de keyifleniriz...

Glay hakkında daha sonra daha detaylı yazılar yazmak üzere....

Böyle bir kapı aralayalım....

2 Şubat 2009 Pazartesi

NARUTO: Filler Ormanı ~ Bir dosta Tavsiyeler

Efendim uzuuuun zaman önce, Naruto izlerkene o sıralar animeyi geriden izleyen ank-su-namun' a ileride gireceği filler bataklığında yardımcı olması açısından bazı notlar göndermişim. Bir nevi fillerların özeti. Tabiki ben tüm o gerzek fillerları izlemişim.

"bu filler satırlarını düşmekteki amacım tarihe bir not bırakmak filler ı olurda izleyecek olursan buradan seçersin zira ben fillerları hatırlamak istemeyeceğim muhtemelen umarım 200 den sonra kakashi gaidenler vardır..."

ehehe kendimden özlü sözler... ama gerçekten bir zamanlar böyle yazmışım. Ayrıca şu anda bir tarafımla kendime gülüyorum. Bir süper zeka olarak bir umutla bu salak fillerların içerisinde kakashi gaidenlerin yer alabileceğini düşünmüşüm. ahahahaha. Saftirik cahil!

"Bitti... kendimde ki şu anime izleme disiplini şahsen başka konularda işliyor olsaydı bambaşka bir insan olurdum.gaidenler konusunda babayı aldım gerçi... yok .. yarın bari oturup okuyayayım."

İşte bu satırlar, artık pes etmiş ama büyük bir disiplinle tüm o bölümleri izlemiş bir insan olmanın verdiği ezik gururla yazılmış. Neyse sonra Kakashi Gaidenleri mangada okuduk.....

İşte okuyanlar, bugün kendimden beklemediğim bir şekilde pek bir hümanist olduğum ve çok zamanım olduğu için zamanında ank-su-namun' a gönderdiğim bu reviewlerı buldum ve olaki birileri yenice naruto' ya sarmıştır ama önlerinde ki berbat filler ormanına dehşetle bakmaktadır :P , ya da atlayacaktır ama neler var ki bunlarda diye merak etmektedir, işte onlar için geliyor.....





(aşağıdaki mesajlar genel hitabet ve arada yapılan geyiklerin çıkarılması dışında değiştirilmemiştir. niye bunu yazıyorsam ? )

***162-166 izlenebilir .162/163/164 ü konuyu anlamak için izleyin. 165 te kakashi giriyor olaya, paku show yapıyor tabi gamakichi brothers şovu da var.

***166 çift bölüm; sayko kakashi izlenebilir. yalnız sonundaki tavrı şahsen hiç hoşuma gitmedi :P

***169-170 anko ve geçmişi ile ilgili. ilgi çekebilir vakti olan izlesin; yardımcıları shino-ino ve naruto.

*** 168 iğrenç bir bölüm sakın izlemeyin tek eğlencesi narutonun ramen hamurundan kakashi yapıp sakuraya göstermesi.

***175 izlenebilir, kage bunshin ile tek kale maç yapan naruto ve ayrıcada bölüm içerisinde iruka görülebilir. 176 ya sarkacak. kiba-hinata-naruto team up. birde bölüm sonundaki parçaya dikkat.

***177 kadar gereksiz bölümler vardı ama bu bölüme kurye ninja görmek, jiraiya nın ne kadar pervert olduğunu anlamak ve tekne motoru olarak kullanılan rasengan görmek için göz atılabilir..

***178 ile başlayan fillerlar gereksiz . uzaydan düşen meteor ve chakra üzerindeki etkileri iredelenmiş, muhtemelen 183 de bitecek. ancaaaak işte bu yazının esas olayı buradan sonra başlıyor. 180. bölümün başında kadının söylediği bir ezgi yada parça diyelim var. 182. bölümün 17. dakikasından itibaren iki kıtasını birden aynı hatundan dinleyebilirsin(iz) . (buralarda o parçayı bulmalıyız, bulmalısın diye yalvarmışız. Hala bir gelişme yok, bilen duyan varsa haberdar etsin....)

***184 en azından izlenebilir durumda. akamaru saykoya bağlıyor -arada narutonun kıçını ısırıyor - birde ben kibayı seviyorum- izlenebilir.

***185 gereksiz bir bölüm ama izlenebilir saninlerin küçüklük hali ve jirayanın zeka olarak naruto ile eşdeğerde olduğu görülebilir . birde onbu sewimli bişey

***186 da shino gülüyor manyakça sırf onun için göz atılabilir.

***187-191 chouji-hinata- naruto prenses falan kurtarıyorlar yine çok vakti olan izlesin.

***192 ben hayatımda bu kadar gereksiz bölüm görmedim elvis kılıklı feudal lord görmek isteyen izlesin, başroller ino ve naruto

***193 de biri gai ın kılığına giriyor . gai sensei ve rock lee için izlenebilir.

***194 hayaletli şato başroller naruto hinata kiba... eh işte!!

***195-196 gai hoca ile rock lee arasındaki duygusal bağ falan ikisi için izlenebilir. birde kötü elemanlar güzel kanımca gözler falan :PP

***197 de yine konoha ya saldırıyorlar gizem falan oluyor fena değil . 201 deyim hala aynı konu bu arada shikamaru çok zeki !!

***202-208 arası kurenai ve bizim rookiler üzerine tavsiye ederim gai sensei ile rock lee nin varoluşu bile yeter. bölüm zaten sayko japon kız anlatımı içeriyor. gerçekten uzun saçlı küçük japon kızlarından korkulur. bu japonların bilinçaltında böyle bir korku var bunu hissediyorum ben... velhasıl genjutsu- kurenai ın takımı naruto falan bölümde yer almakta.207 de bitiyor konu.

***208 benim bile sabrımı zorladı izlemeyin. kiba-naruto bir de sevimsiz bir adam çok gereksiz yuh diyorum!

***209-210 ve 211 shinobi çetesi üzerine kurulu. rock lee -sakura ve naruto iş başında izlenebilir birde tokiro mu neydi bir eleman var. odun kafalı ama cool karakter. izlenebilir.

***212-214 arası yine bir şekilde soundlardan nasibini almış bir oğlan çocuğu ile ilgili .tavsiye ederim şahsen izlenebilir. birde duygu seli ....

***214 ile 220 special bölüm gibi. tüm rookiler + sand üçlüsü bulunmakta. hani bir nevi adamlar demişki 50 bölümdür ağzınıza ...... bu da kıyağımız olsun . gerçi bölümde yer alanların bir kısmı mangada da var galiba. gaara cığım başrollerde zaten aman da aman büyümüşte sensei olmuş... şeker verin gaaraya canım benim. gaara her zamanki gibi cool. temari ile shikamaru arasındaki diyaloglara özellikle dikkat çekerim. gaara duygu insanı olmuş görmeyeli bu kankuro ile konuşması falan var. efendim kimler kimleer yok ki?! kakashi, iruka, jiraiya hepsi arzı endam ediyorlar. gerçi bir yerde sapık kakashi portföyü çizmişler gıcık olmadım değil. sevdim... izlenebilir...


Not: Bir de 158 ile 161 i izle demişim, vardır bir numarası..




Bu hizmetimize burada son verir, herkese hayatta başarılar diler, saygılar sunarım....


LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...