30 Mayıs 2009 Cumartesi

Providence: Bir adet Luna Sea Güzelliği...

Her zaman insan üzerinde etki yaratabilme potansiyeline sahip Luna Sea güzelliklerinden bir tanesi... Çok sade ama çok etkileyici. Ryuichi' nin vokali, arkadaki ritimler ve Sugizo' nun kemanı... Fazla söze gerek yok sanıyorum...

Merak edenler için 2007 konserinden ....



Sözleri;

kikazaru hito no mure sugao wo wasureta
jikan to iu zenmai ga sekai wo shihaishita

tsumibukaki kono eden no hahaoya ga itara
wagako wo shikaru darou namida otosu darou

hakobune wa tsukurenai no totsuzen no owari ni?
unmei wo akiramezu ni jikan wo kowashite

i just want to say this...

24 Mayıs 2009 Pazar

Luna Sea: Mazinin Kapıları...



Aylar önce iş hayatının sinir stresi, günlük yaşam sorunları, insan ilişkilerinden bunalmış haldeyken ank-su-namun ile bir gün eve kapanıp sadece film izleyelim diye bir plan yapmıştık. Bu arada elime bir cd geçmişti, delicesine onu izletmek istiyordum kendisine, bu gruba gösterdiğim tüm önyargılı yaklaşımlar bu konser kaydıyla kabullenmek istemesem de uçup gitmişti ve ben yandım bakalım ank - su- namun da yanacak mı konulu bir deney yapmayı planlıyordum. Neyse efendim, işte o haftasonu geldi, aksiliğe bakın ki cumartesi günü alınması gereken toplantı yüzünden öğleden sonranın çoğu heba oldu ancak ben yine de azimliydim, o kadar bunalmıştım ki ayrıca deneyin sonucunu öylesine merak ediyordum ki yine de gittim. Ank-su-namun sanırım o haftasonu çalışmıyordu ben gelmeden önce tüm yiyecek içecek stoklarını yapmıştı iyi ki :P

Neyse daha ben deneyimi başlatamadan dedi ki "ya bir iki konser kaydı buldum şunlara bir beraber göz atalım, Luna Sea eskileri yad ederiz hem..."

İyi dedim. Luna Sea, hey gidi hey dedim neşelendim, zira oldukça sevdiğimiz ve saydığımız gruplardandır. Sözde göz atacaktık...yaklaşık üç saatlik konserin hepsini baştan sona izledik. 2007 yılında tek bir konser için bir araya geldikleri konserdi bu....İşte böylece beynimizde ki mazinin kapıları tekrar aralandı, duygu seli içerisinde 3 saatimiz gitti... - Bu konsere için yazacağımız yazı ayrıdır...-

Luna Sea yi de biz daha ilk dinlemeye başladığımız zamanlar, grup muhtemelen son yıllarını yaşıyordu. Glay ve X-Japan ile aynı paralelde ilerlemişti bizim için de Luna Sea.


2000 yılında dağılmış olan, ilk gözağrılarımdan efsane j rock gruplarından bir tanesidir efendim Luna Sea.Her ne kadar dağılmış olsalar da parçalarına bir klasik muamelesi yapmaktayım, gerçekten eskimiyorlar , tüm geçen süre içerisinde parçalarını yada albümlerini ne zaman dinlesem hiç bıkmadığımın ve bıkmayacağım farkına vardığım gruplardan birisidir. O nedenle burada bu grubu anmadan geçmeyelim istedim...


Kısaca Luna Sea ye bir göz atmamız gerekirse şunları not düşelim hemen;

1989 yılından 2000 e kadar varlıklarını sürdürmüşlerdir. Bu esnada, kendilerinden sonra gelen pek çok grubu ve kişiyi etkilemişlerdir. Grubun elamanlarını hemen yazalım;

* Ryuichi Kawamura :Vokal
* Yasuhiro "Sugizo" Sugihara :Gitar, keman
* Shinobu "Inoran" Inoue :Gitar
* Jun "J" Onose : Bass
* Shinya Yamada: Davul

Bu elemanların hepsi teker teker oldukça başarılı müzisyenler ve yetenekli elemanlar olmalarının dışında, Luna Sea ile yıllarca çoştukça çosturmuşlardır. ... Bu arada Luna Sea nin elinden tutan kişi Hide olarak bilinen Hidete Matsumoto dur. Burada da kendisini saygıyla anıyoruz...

Aslında tüm grup elemanları ile ilgili de yazı yazmak lazım ancak şu anda bunu yapmak sanırım ağır gelecek zira fonda "face to face" çalarken yazamayacağım galiba ....

Grubun çıkardığı albümler;

* Luna Sea - 1991
* Image -1992
* Eden -1993
* Mother - 1994
* Style - 1996
* Shine - 1998
* Lunacy - 2000


İşte hey gidi yıllar hey, ne yazmak lazım ki....

Luna Sea her ne kadar devam etmiyor da olsa, üyelerinin çoğunun kendi çalışmaları devam etmektedir. Misal Sugizo sürekli solo albümlerini yayınlmaktadır, J nin kendi grubu var, hem bas çalıp hem söylüyor, Inoran ın solo çalışmaları devam ederken aynı zamanda Ryuichi ile birlikte Tourbillon isimli grupları bulunmakta.Ryuichi nin de kendine ait 2 adet solo albümü bulunmakta. Bu grupların soundu Luna Sea değil belki ama, yine hepsi kendi tarzını oluşturmuş ve çokta güzel çalışmalar. Şahsen zevkle izliyoruz.

Eğer bu tarz müzik dinlemek istiyorsanız yada dinliyorum diyorsanız ve Luna Sea yi henüz dinlememişseniz hatta bu tür müzik dinlemiyorsanız bile mutlaka dinleyin zira bu sahnenin en sağlam taşlarından bir tanesidir bu grup, klasiktir, şarap gibidir...


19 Mayıs 2009 Salı

Claymore: "Silver Eye Witches"


Eğer hala bu seriyi okumadıysanız yada izlemediyseniz hemen şimdi denemenizde fayda var. Kan gövdeyi götürüyor orası ayrı, sıradan da gözükebilir ancak Claymore bir şekilde kendisini sevdirebilen bir olay.

Öncelikle hemen açılış parçasından bahsedelim. Animenin açılış parçası Nightmare - "Raison D`etre". Nightmare daha önce death note da da olduğu gibi bu parçada da döktürmüş. İşin geyik kısmı bir yana yakışan ve uyumlu bir opening olmuş. Açılış dedik kapanışta aynı şekilde güzel :P -Riyu Kosaka / "Danzai no Hana~Guilty Sky"

Bu yazıda animeden bahsediyoruz ancak seriyi merak eden herkese mangayı da tavsiye ederiz zira anime bir noktada kalmakta ancak manga olanca süratiyle ilerlemekte. Gün olur mangayı da yazarız.

Anime aslında sıralama yapıldığında son sırada yer alan Clare ve ona sonradan dahil olan oğlan çocuğu Raki nin hikayesini anlatıyor. Konuya şöyle başlayalım. Claymore lar ( Grey witch olarakta adlandırılmaktalar) , Yomaların bulunduğu ve insanları yiyerek beslendiği bir dünyada, bir organizasyon tarafından içlerine Yoma kanı ve kemiklerinin katılımıyla yarattıkları yarı insan-yarı yomaların oluşturduğu kurum çalışanları :P olarak, yomaları öldürmektedirler. Hepsi bir zamanlar insan olan claymore lar, organizasyona katıldıktan sonra insani yönlerinden çoğunlukla arınmakta ve hayattaki tek hedefleri yomaları öldürmek olmaktadır çoğunlukla. Ne insandırlar ne de yoma. O yüzden insanlar arasında da sevilmezler ve korkulurlar ancak sorunu olan kasabalar yada köyler organizasyondan yardım isterler, organizasyonda çoğunlukla oraya bir tane claymore gönderir.


- Teresa Teyze , hastasıyım ... -

Claymore ların sorunlarından bir tanesi de yoma güçlerini ne kadar kullanırlarsa yomalığa o kadar yaklaşmalarıdır. Çoğunlukla limitlerine ulaştıklarında kendi arkadaşlarından kendilerini öldürmelerini isterler, bir insan olarak ölebilmek için (yani insanlığımı kaybetmeyeyim hesabı). Diğer bir noktada claymoreların hepsinin kadınlardan oluşmasıdır. Eski tarihlerde erkeklerde bu organizasyonda kullanılmış ancak savaş esnasında hemen gaza geldikleri için release olmuş ve yomaya dönüşmüşlerdir. Erkeklerdeki bu potansiyeli gören organizasyon erkekleri artık kullanmamaya karar vermiştir.

Seri Clare ve görevleri üzerinden ilerlerken, pek çok karakter olaya dahil olur. Aralarındaki ilişkiler, genel kurgu, insanlıkla yomalık arasındaki ince çizgideki gelgitleri vs... seriyi güzelleştiren noktalar olmakla birlikte, sevdiğiniz karakterleri bir saniye içerisinde biçilmiş olarak görmenizde olası bu seride.- onun için doya doya izleyin :p-

Özel Not:

Teresa of the Faint Smile : Teresa Teyze nin gelmiş geçmiş en güçlü claymore olduğu rivayet edilmekte. Bilimsel kanıtı var mı yok mu bilmemekle birlikte kendisi gönlümün Claymore dur.




*********************Spoiler***************************************************

-Adı P ile başlayan diğerleri hakkındaki düşüncelerimi daha sonra yazacağım...-

******************************************************************************

Serinin sonu açıkta kalmakta hafiften, en kötü yanı bu ancak izlenmesi gereken serilerden biri bence...

9 Mayıs 2009 Cumartesi

They are my noble Masters: Kimi ga Aruji de Shitsuji ga Ore de

13 bölümlük bir anime olan bu serinin esası aslında light novelmış. Daha sonra anime ve mangaya uyarlanmış. Mangası 2008 de yayınlanmaya başlamış muhtemelen hala devam ediyor.

Animesine gelirsek, anime adaptasyonu Susumu Kudo tarafından yönetilmiş olan bu serinin öncelikle açılış ve kapanış parçalarına değinelim.

Açılış:"Hizamazuku Made 5 Byo Dake!" / Miyuki Hashimoto

Kapanış:"Butler Switch On!" / Yuko Goto

Her ikisi de sinir bozucu tabi bu benim şahsi kanaatim.

Bölüm içi müzikleri de çok kayda değer değil bence ama konu ve kurgu dahilinde olaya bakarsak animeye uygunluk gösteriyorlar.

Konuya hafifçe değinirsek, Ren Uesugi ve ablası Mihato Uesugi, Ren e şiddet uygulayan babalarından kaçarak şehre gelirler ve yaşamak için para kazanmaları gerekliliğinin idrakine vararak iş aramaya koyulurlar. Bu esnada Kuonji kardeşlerden Miyu ile denk gelirler ve Kuonjilerin devasa malikanesinde hizmetçi /uşak olarak çalışmaya başlarlar. Malikanede yaşayan herkes istinasız kaçık karakterlere sahip olmakla birlikte olaylar gelişir.

Kuonjiler üç kızkardeşten oluşmaktadır :P.

Shinra Kuonji : Büyük abla. Biraz egoisttir kendisi, insanları sinir etmekten çok hoşlanır aynı zamanda oldukça yetenekli olduğu söylenir mesleği orkestra şefliğidir. Güzel, şirin şeylere karşı büyük ilgisi olmala birlikte pandalara ve kızkardeşi Miyu ya dayanamaz. Miyu ile aralarındaki ilişki sezdirilir belki ama direk olarak açıklanmaz. İlişkileri günlük hayatta normal görünür çoğu zaman.

Miyu Kuonji: Ortanca kardeş. Yaşından ufak görünür. Yüksek ıq ludur. Yaş kompleksine sahiptir zaman zaman. Olayların farkına varan ilk kişi olur çoğunlukla. Ayrıca genç erkeklere ilgisi vardır hehe.

Yume Kuonji: En normal kardeştir. Sıradan bir karakteri ve yaşantısı vardır. Büyük ablasının Miyu ya olan ilgisini çok kıskanır kompleks yapar. Yazdığı kısa öyküler kötüdür gerçekten.

Ren Uesugi : Aslında bir nevi olayların merkezindeki karakter denilebilir. İnatçıdır falan. Abla kompleksim var der durur. Üç kardeş ve ayrıca Ageha denilen ayrı bir malikanede yaşayan vahşi, Ren in özel uşağı olmasını ister içten içe. Çoğunlukla samimidir hal ve tavırlarında. Son bölümlerde babası ile karşılaşırlar tekrar.

Mihato Uesugi: Ren in ablası. Sıcak, akılcı ve ılımlıdır çoğu zaman ancak Ren in ilgisinin üzerinde olmasını ister. Saykoya bağladığında korkutucu olabilir.

Bunun dışında Colonel, Venis/Beniko, Natose, Chiharu Kiyohara evde çalışan diğer uşaklarlardır. Ayrıca Ageha kızımız ve uşağı Kojūro Takeda de öyküye dahil olurlar.

Seri çoğu zaman bu karakterler arasında geçen ilişkiler üzerine kuruludur bununla birlikte göndermeler yapılr, ilişkiler, birlikte yaşam ve güven bununla birlikte cinsellik üzerine göndermeler yapılır. Zaman zaman eğlenceli bölümleri olmakla birlikte bir süre sonra sıkıcılaşan bir seri bence. Eğer elinizde izleyecek bir seri yoksa ve çook boş vaktiniz varsa izleyin derim ben...

3 Mayıs 2009 Pazar

Ouran High School Host Club: Bir okul Aktivitesi...




2006 yılında gösterime girmiş olan, Takuya Igarashi tarafından yönetilmiş olan 26 bölümlük anime serisi. Animesi 26. bölümde sonlanıyor olmasına rağmen, bildiğim kadarıyla mangası devam ediyor.

26 bölüm ile kısa gibi gelen keşke devam etseydi dedirten ancak aslında çokta şık bir finalle sona eren, eğlenceli ve izlenmesi gereken bir seri. Klişelerin bolca ancak akıllıca kullanıldığı seri de pek çok gönderme bulunmakta, fan girl/boyluktan tutunda, sınıflararası bakış açısına, otakuluğa , yaoi fanlarına kadar.

İzlediğim hafta içerisinde beni oldukça eğlendirmiş olan bu animenin kısaca konusuna değinmek gerekirse; Ouran High School, varlıklı ve prestijli ailelerin çocuklarının gittikleri bir okuldur ve Fujioka Haruhi bu okulun lise bölümüne burslu olarak kabul edilir. Üniformayı alamadığı için pantolon , gömlek üzeri kazağı ve gözlükleri ile kendine çalışabileceği kuytu ve sakin bir köşe ararken malesef Host Club un karargahı olan müzik odasının kapısını açma gafletinde bulunur. İçeride dediğimiz gibi Host Club üyeleri ile karşılaşır ve oradan kaçmaya çalışırken asla biriktiremeyeceği bir tutar olan bol sıfırlı yen tutan vazoyu yanlışlıkla kırması kendisinin host clubta kalmasına yol açar. Anlaşma basittir ve doğal olarak Kyouya tarafından dile getirilmiştir, vazonun parasını ödeyebilmek için klüp aktivitesinin içerisinde yer alacaktır.

Host Club denilen bu klüp Tamaki, Honey ve Mori Senpai, Kyouya, Hitachiin kardeşlerin bulunduğu (hepsinin eli yüzü düzgün ve aileleri sağlamdır) , okuldaki neşeli ve güzel bağyaaanların :p güzel vakit geçirmesi için canla başla çalışan, aktiviteler düzenleyen bir klüptür.

Olaylar gelişir, bu arada Haruhi nin kız olduğunun farkına varmayan tek kişi olan Tamaki, Haruhi deki hostluk potansiyelini görerek onu ayak işlerinden hostluğa terfi ettirir. -Tamaki kardeşimiz klübün lideri -king olarak adlandırılmakta- derslerinde başarılı ancak bazı noktalarda ilginç şekilde yavaş kalan bir elemandır- .Böylece 26 bölümlük seri başlamış olur.




Serinin kurugusunun dışında karakterler, aralarındaki farklılıklar, ilişkiler seriyi güzelleştiren en önemli unusrlardan. Karakterlere bir göz atmamız gerekirse şöyle sıralayabiliriz;

Haruhi Fujioka: Ouran High School a burslu olarak kabul edilen, sıradan diyebileceğimiz bir ailenin kızı, annesini küçük yaşta kaybetmiş, babasıyla yaşamaktadır. Haruhi, normal anime kızlarından daha farklı olarak kurgulanmış olduğu için ayrıca takdiri hakeder sayesinde oldukça eğleniriz. Oldukça akıllıdır, gözlem yeteneği sağlamdır. Host club ta hızla ilerlemiştir. Hitachiin kardeşleri ayırt edebilen ilk kişidir (aslında belki daha önce Tamaki ayırt eder ama tesadüfi de olabilir bu) .Bir şekilde herkesin ilgi odağı olur. Soğuk ve umursamaz görünmesine rağmen, tüm arkadaşları için endişelenmekete ve onları derinlemesine tanımaya çalışmaktadır. Babasına ayrıca hastayız.

Tamaki Suoh: Host Club un Kyouya ile birlikte kurucusu, en popüler elemanıdır. King olarak adlandırılır. Kyouya klübün annesi ise Tamaki de babasıdır. Gerçekten de aralarında böyle bir iş bölümü yapmışlardır. Okul sahibinin ailesinden gelmektedir ve ailesi Japonya nın sayılı ailelerinden bir tanesidir. Buna rağmen Tamaki yarı Fransız yarı Japon dur ve travmatik geçmişi ile ilgili ipuçları serinin sonlarına doğru verilir ve son bölümde gerçek hikayesini öğreniriz. Bunların dışında Tamaki her zaman enerjik, eğlenceli, biraz salak görünümlü ancak yaptığı ve söylediği tüm sözlerde oldukça samimidir. Derslerinde oldukça başarılı olmasına ve zeki olarak adlandırılmasına rağmen bazı konularda idrak yeteneği oldukça yavaştır. Örnek Haruhinin kız olduğunu anlamamıştır yada ona karşı duygularının babalık görevinden kaynaklandığını uzunca bir süre düşünmüştür. Aynı zamanda çok saf ve iyi niyetlidir, herkesin yardımına koşar, gazete klübüne yardım etmek için elinden geleni yapar ancak aslında klüp başkanının onu bitirmek istediğini anlamaz... vs... Haruhi ve yaşam tarzıyla ilgili ciddi endişeleri zamanla yok olur. Tamaki serinin en eğlenceli karakterlerinden biridir, gerçeklik algısında biraz sorun vardır gerçi ama onun o depresyonları, inner mind ları olmasa bu seri bu kadar eğlenceli olmazdı. Klüpteki herkesin bir şekilde bağlı olduğu karakterdir.




Kyoya Ootori: Klübün cool karakteri ve annesi. Tamaki ile birlikte kurdukları klüpte , organizasyon ve idareyi yürüten kişidir. Ailesi yine Japonya nın sayılı ailelerinden biridir. Haruhi tarafından "Shadow King" olarakta tanımlanır. Kyouya aslında egoist ve herşeyi çıkar için yapan biri olarak görünür ancak aslında daha incelikli bir kişi olduğu farkedilir. Ancak bu sabahları uykusundan uyandırıldığında evil olmasını engellemez. Tamaki ve diğerlerinin kendisini alışveriş merkezine götürdükleri bölüm kesinlikle koparıcıdır. Ailesinin 3. oğludur ve abilerinden daha yetenekli olduğunu düşünür buna rağmen onların yerine geçemeyeceği için kendini ailesini onurlandıracak şekilde davranmaya vermiştir ki Tamaki ile tanışıncaya kadar. Tamaki ile tanışması elbetteki karakterinde köklü değişiklikler yaratmaz ancak zamanla bazı şeylerin daha iyi farkına varır. Tamaki ile tanıştıkları bölümde en iyi bölümlerden biridir.

Hikaru and Kaoru Hitachiin: Klüpte "brotherly love" ı satmakta ve ensest ve escinsel göndermeler yapmakta olan bu biladerlerin bulunduğu bölümler ayrıca ilgiye değerdir. Tek yumurta ikizi olan bu elemanlar, Tamaki bunların peşinden koşarak klübe katılmaya ikna edinceye kadar dışarı ile bağlantılarını kesmişler ve sadece ikisinin bulunduğu bir dünya yaratmışlardır. Gizliden gizliye insanların onları yani Hikaru ve Kaoru yu ayırmasını istemişler ancak bu konuda her zaman hayalkırıklığına uğramışlar bu nedenle de daha fazla kırıklık yaşamamak için hiç kimse ile diyalog kurmamayı seçmişlerdir.Bu bariyer nedeniyle her zaman diğerlerini küçük görmüş çoğu zaman acımasız davranmışlardır. Bu bariyeri farketmeyen (?) ilk kişi Tamaki dir ve ikizler için oldukça uğraşmışıtr. Hikaru ve Kaoru klübe katıldıktan sonra diğerleriyle iletişim kurmaya başlamışlardır. Kaoru daha duyarlı, daha anlayışlı ve naziktir. Hikaru ise daha kaba, daha bencil ve aklına geleni söyleyendir. İkisini şaşırmadan ayırt edebilen ilk kişi Haruhi olduğu için Haruhi ye değer verirler. Haruhi, Hikaru ve Kaoru arasındaki ilişki başlar, gelişir. Aynı zamanda aynı sınıfta bulunurlar. Tamaki ye lord diye hitap ederler. Ayrıca istedikleri zaman müthiş şekilde evil olabilmektedirler.

Mitsukuni Haninozuka; veeee honey senpai... 17 yaşında olmasına ve klüpteki en büyük üye olmasına rağmen çocuk gibi görünen ve çook sevimli olan, sevimli şeylerden hoşlanan, klübün lola-shota sı...Çok şekerdir, çok sevimlidir, arkadaşlarına çok değer verir ancak uykudan uyandırılmaması sağlık açısından tavsiye edilir. Aynı zamanda kendisinden beklenmeyecek şekilde müthiş bir martial arts uzmanıdır ki kendisinden tüm gücünü kullanmaması özellikle rica edilmiştir. Tamaki ile yaptığı bir konuşmadan sonra klübe katılmaya karar vermiştir. Şekerli yiyecekler ve pasta hastasıdır. Tavşanından ayrılmaz. Evil tarafı inanılmazdır. Kardeşi tarafından tavşanından sinyal alarak geceyarıları pasta partisi düzenlemesi nedeniyle yaratık olarak adlandırılmış olsada honey senpai candır ve kendisi evet bir bilgedir... (hastasıyım.)

Takashi Morinozuka: Mori Senpai , klübün wild tipi. Kanımca en taş karakteridir ayrıca ancak kendisi kendini Honey senpai ye adamıştır. Çok konuşmaz fazla tepki vermez ama etraftan saygı görür. Tüm dostlarına yardımcı olur. Honey senpainin üzerine titrer. Bununla ilgili ilginç şekilde mutlu biten bir bölüm izleyebilirsiniz. Aynı zamanda bir diş çürüğü üzerine yaratılabilecek en iyi bölümlerden birinde Honey ve Mori senpailerin ilişkilerini görebilirsiniz. Kendisi aynı zamanda kendo şampiyonudur, belirtelim. Saygı duyarız...

Ana karakterler dışında yan karakterler de inanılmaz. Haruhi nin babası için hiç birşey demeyeceğim zaten. Bunun dışında otaku teyze harika bir destek olmuş. Hikayelere giren pek çok sağlam karakter var. Labelia hatunları örneğin ki onlarda işin başka bir boyutunu resmediyorlar. Yakuza çocuğun olduğu bölümler müthiş ki yaoi olayının popülerliğini görmek isteyen arkadaşlar bu bölümleri özellikle izleyebilirler (22 ve 23). Ben gülmekten ölmüştüm.

Her bölümü ayrı ayrı eğlenceli ve keyifli bir seri bu o yüzden bölüm bölüm ayrı ayrı yazmakta fayda var ileride. 26 bölüm çabucak bitiyor.

Bu arada fan boy/girl lük nasıl bir şeydir, visual kei fanları nasıl bir şeydir diye merak edenler varsa ouran high school öğrencileri ve Labelia öğrencileri bu konuda size yardımcı olacaklardır. Bu kitlenin yarısı budur.

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...