24 Nisan 2016 Pazar

Mobile Suit Gundam: Iron Blooded Orphans (Kidou Senshi Gundam: Tekketsu no Orphans) Anime




Mobile Suit Gundam Iron Blooded Orphans 25 bölümlük, diğer Gundam serileri ile direkt bağlantısı olmayan (ama ortak noktaları olan) 2015 yılında yayınlanmaya başlayan bir anime.


Beklentim yüksek başlamıştım ancak ilk bir iki bölümde endişelenmeye başladım. Çok farklı bir senaryo ya da durum olacağını beklemesem de ilk iki bölüm bir şekilde beklentimin oldukça altında kaldı. Bu durumda Kudelia Aina Berstein' ın  (isminde hayır yok) o ilk bölümlerdeki (gerçi sonra da devam ediyor) insanı son derece rahatsız eden şovenist, altı boş ve gerçeklerden uzak, vıcık vıcık idealizminin ve salakça tavırlarının da etkisi vardı muhtemelen. Ancak yanlış hatırlamıyorsam 3. bölümden sonra seri iyi bir akış yakaladı ve benim için gerisini iyi toparladı.


Bu anime diğer Gundamlardan bağımsız olsa da bir farklılık getirmiyor, esasen kurgu ve senaryo olarak benzer şekilde ilerliyor hatta aynı şablonu kullanıyor diyebilirim. Kolonileştirilmiş  gezegenler (burada ana odak noktası Mars), yüksek yaşam düzeyi ve kalitesine sahip bir kitle dışında umutsuz ve sefil hayatlar süren insanlar, beliren bir umut, fraksiyonlar arası çatışmalar arasında bu umudu güç ile taşımaya çalışan bir grup, ortaya çıkan Gundam ve onu kullanan çocuk pilot vesaire.....  ama yine de animenin güçlü yanları var ve insanı bağlıyor.


Ha tabii bunlar benim sevdiğim şeyler genelde, animeyi beğenmemde temel neden bu olabilir. Animeyi sevmemem için neden yok; her şeyden önce meccha. Uzayda, Mars ve Dünyada yer alan mobile suit aksiyonları (uzay aksiyonları her zaman favorim), umutsuz durumlar, hafif melankoli, iyi oluşturulmuş karakter ve bağlantıları, dünya ve kolonilerini kontrol altında tutan ama sorsan uzaktan izleyen kendi amacını kaybetmiş bir askeri güç, siyasi ve politik yolsuzluk ve genel bir yozlaşmışlık, arkada dönen komplolar, birbirinden farklı ve çarpışan güç odakları ve bunların ucunda hayatlarını ortaya koyan tipler, ölümler...


(Serinin açılış ve kapanış parçaları bana kalırsa çok başarılı. Animenin ilk açılış parçası MAN WITH A MISSION' dan "Raise Your Flag")






Mobile Suit Gundam Iron Blooded Orphans kolonileştirilmiş Mars'ta başlıyor. Gezegende, dünyadaki ekonomik bloklar tarafından otonom bölgeler yaratılmış. Bu Mars'taki insanların  her konuda dünyaya bağımlı olması demek  ve bu insanlar kötü şartlar altında hayatlarını devam ettiriyorlar. Bunun dışında Mars'ta doğanlar, ilerleyen bölümlerde durumun sadece Mars ile sınırlı olmadığı diğer uydu ve koloniler için de aynı olduğu görülüyor, safkan dünyalılar kadar değerli sayılmadıkları için ayrımcılığa da uğruyor.


300 yıl kadar önce yaşanan büyük savaşı bastıran Gjallarhorn,  o zamandan beri dünya ve kolonilerinin askeri gücü olup güvenlikten sorumlu. Sözde her şeyi uzaktan izliyor, yürütmeye saygılı ancak uzun süreden beri gücü elinde bulunduran askeri bir yapı daha doğrusu bir güç  olarak yozluktan ölmek üzere ve pek tabii bu yapıyı pek bir soylular, pek bir asiller, adalet tutkunları oluşturuyor. O derece soylu ve eşitlikten yanalar ki safkan dünyalılar her zaman söz sahibi. O derece adalet tutkunular ki sorgulamaktan uzaklar, emirleri sorgulamadan itaatte kusur işlemiyorlar. (istisnalar hariç) O derece üstünler ki, sarsıldıkları an öfkeye tutunarak intikam peşinde koşuyorlar.


Çocuk sayılabilecek Kudelia Aina Berstein, Mars' ın asil tabakasından ancak Mars Özgürlük Hareketinin simgesi. Dünya ile ilişki halinde, amacı Mars' ın haklarını geri alabilmesi ve şartlarının iyileştirilmesi. Ortam o kadar pis ki, saf bir sembol olarak görülüyor. Dünya bloklarından bir tanesinin başbakanından "Gel evladım, seninle bir kısım meseleleri görüşelim" diye çağrı aldığında  Mars'ta bulunan CGS' nin kapısını yine idealleri doğrultusunda çalıyor - çünkü sıradan insanları falan tanıyacak - ve kendisine dünyaya kadar eşlik etmelerini istiyor.


CGS, çoğunlukla  çocuk askerlerden oluşan hatta onları bir nevi köle olarak kullanan, taşeron ordu ya da güvenlik şirketi gibi bir yapı. Çocuklar, bir operasyon geçirerek Alaya-Vijnana adı verilen bir parçayı vücutlarına taktırıyor, omuriliklerine bağlatıyorlar. Bu çalıştıkları ya da kullandıkları makinelere  bağlanmalarına  ve onlarla daha fazla uyum içinde hareket etmelerine olanak sağlıyor. Bu çocukların bazıları köle olarak buraya satılmış durumda, bazıları ise para için burada bulunuyor. Kudelia buraya geldiğinde, O' nun dünyaya gitmesini istemeyen Gjallarhorn' un bir ekibi burayı basıyor. Bu esnada buradaki yetişkinler, bu çocuk askerleri yem olarak kullanıp ölüme gönderirken kaçmaya çalışıyorlar. Sonucunda çocuklar oldukça kayıp veriyorlar ancak Mikazuki' nin depoda duran Gundam' ı kullanmasıyla bu baskını geri püskürtüyorlar  fakat  takdir alacaklarına geri gelen yetişkinlerden dayak yiyorlar. Bunun üzerine hazır patron kaçmışken yaşayabilmek için burayı ele geçirelim diyen bu çocuklardan biri olan Orga, diğerlerini de arkasına alarak  CGS'yi ele geçiriyor, adını Tekkadan yapıyor ve Kudelia'yı dünyaya götürme işini (bu aynı zamanda Gjallarhorn ile kafa kafaya girmek demek) üzerlerine alıyor ve grubun yolculuğu başlıyor. Uzayda geçen bölümler, dünyada geçen bölümler ve son.




(Animenin açılış ve kapanış parçaları içerisindeki favorim bu kapanış parçası. Bölümlere yedirilmiş olmasının da etkisi vardır mutlaka. MISIA - Orphans no Namida)








Karakterler bana kalırsa iyi. Orga, liderlik yetenekleri kuvvetli olan biri. Amacı, değer verdiği arkadaşlarına ait olabilecekleri bir yer yaratmak, bunun kurbansız olamayacağını bilmesine rağmen. Anime ilerlerken tüm yeteneğine rağmen, deneyimsizliği ve dünya hakkındaki bilgisizliği gibi nedenlerden dolayı yaşadığı sıkıntılar, liderliğin getireceği sorumlulukları bilmesine ve taşıyacağına karar vermiş olmasına rağmen geçirdiği sarsıntılar, geri adım atmamasına rağmen omuzlarına binen yükün ağırlığı gibi durumlar karaktere ve animeye boyut kazandırıyor. Orga' nın önderliğinde Tekkadan' ın kazanmaya çalıştığı durum ve verdiği mücadele kendini izlettiriyor zaten.



Mikazuki, soğuk ve sosyal becerileri fazla olmayan biri olmasına rağmen inanılmaz bir içgüdüye ve güce sahip. Orga ile çocukluk arkadaşı olmalarına rağmen aralarındaki bağın daha kuvvetli olduğu görülüyor. Mikazuki de animenin genel hatları gibi gri. Soğuk, Orga' nın koyduğu hedefin önüne çıkan her şeyi yok eden, zaman zaman çok vahşileşebilen ancak arkadaşlarını sonuna kadar koruyan biri. Çoğu zaman arkadaşlarını son anda kurtaran bir kahraman olarak görülürken kimi zaman acımasız ve soğuk kanlı bir katil olarak görülebiliyor. Bu biraz da nereden baktığınıza bağlı.
Bu ikisi dışındaki karakterler de iyi bana kalırsa.


Anime birden fazla noktayı ele alıyor ve aslında çok karanlık bir ortam sunuyor. Çocuk askerler, köleler, hatta çocuk köleler gibi. Bunun dışında Turbine ekibi ve Naze' nin haremi farklı şekilde ele alınarak  her ne kadar sıcak bir renk sağlamış olsa da arkasında acı bir durum barındıran bir gerçek olarak sunulmuş. Tüm bunların  ardında ise bunları kullanan siyasi ve politik güçler ya da simalar duruyor. Gjallarhorn' da kendi içinde farklılık gösteriyor sayılır. Büyük bir yapı olmasına bağlı olarak içinde farklı çizgide gruplar, kendince nedensellikleri olan karakterleri barındırıyor. (belki bu taraf biraz daha detaylandırılabilirmiş.)



Anime bu koyu atmosfere dayanarak -motivasyon açısından -gerçekçi. Yani şimdi bunlar eğitim almamış  çocuk askerler. Yaşamak için öldürmüşler. O nedenle  pembe hayaller peşinde koşarken (kendilerince) ya da dünya onları devrim liderini koruyan kahramanlar veya bu uğurda kanlarını akıtacak romantik devrim savunucuları  olarak görürken aslında durumun ölüm-kalım savaşları olduğunu ve geleceklerinin bunu  üzerinde yattığının bilincinde olarak dan dun dalıyorlar çarpışmalara. Hiç öyle rakibime nazik davranayım, seçkin stratejiler kasayım, teke tek düelloya gireyim tavrında değiller. Zaman zaman acımasız bir boyuta yükseliyorlar serinin ana merkezi olarak.



Animenin açılış ve kapanış dışındaki müzikleri de oldukça hoş ve animeye uyumlu.


Bunun dışında bu evrene benden daha fazla ilgisi olanlar çoktan fark etmiştir. Bu animede mobile suitler daha fazla yakın dövüş içindeler. Bence anime ve ortamına uygun olmuş. Fazla teknolojik alet edavat kullanmıyorlar. Lazerler, süper sonik mermiler falan yok. Normal sayılabilecek mermiler, çekiç, örs,kılıç falan kullanıyorlar.


Dediğim gibi yenilikçi olmamasına ve şablon bir kalıp izlemesine rağmen bana istediklerimi verdi bu anime. İyi yanları da cabası. Bu yıl 2. sezonu da geliyormuş. Hadi yine iyiyim ^^ Seviyorum ben böyle şeyleri.



(Animenin ikinci açılış parçası BLUE ENCOUNT - Survivor)





Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...