26 Kasım 2013 Salı

Blood Lad: Eğlenceli ve tadında anime arayanlar...



2013 animelerinden bir tanesi olan Blood Lad  kısa, sıkmayan, tadında ve eğlenceli anime arayanlar için ideallerden. Bir animeyi yayınlandığı yıl içerisinde izlemek gibi bir durum pek sık başıma gelmez ama Blood Lad bu istinalardan biri  oldu.

Esası Yuuki Kodama' nın mangasına dayanan 10 bölümlük anime güzel başlıyor, ne hızlı ne de yavaş ama keyifle ilerliyor.

"Demon World" de yaşayan esas elemanımız Staz, bölgelere ayrılmış bu dünyada kendi bölgesinin sorumlusu safkan bir vampir olmakla birlikte, hayattan pek bir beklentisi olmayan, bezgin bekir ve  amaçsız biridir. Tek tutkusu insan dünyası, bu dünyaya ait eşyalar ve özellikle Japonya kökenli anime, manga, video oyunları vs.. dir. (hangimiz değiliz ki?)

(serinin açılış parçası "ViViD" - May'n)




Günlerden bir gün kendi bölgesine bir insan yanlışlıkla düşünce sevincinden ne yapacağını bilemez. Ne yazık ki Fuyumi Yanagi kızımız Staz gözünü bir an olsun ondan ayırınca başka bir varlık tarafından yutulur ve bir hayalet olarak kalır. Hiç bir şeye heyecan göstermeyen, bir amacı olmayan Staz, Fuyumi' yi hayata geri döndürmeye karar verir.

Kısaca özetledikten sonra kısaca karakterlere değinelim. Aslında seriyi bana göre renkli kılan nedenlerden biri her bölümden birbirinden eğlenceli ve çatlak karaktereler görmek;




Staz: Vampir kardeş. Bencil, bezgin, gebeş, huysuz vs... ama bir o kadar eğlenceli olma potansiyeline sahip. İnsan dünyasına tutkulu.

Fuyumi Yanagi: Şeytan diyarına yanlışlıkla düşen, koca göğüslü, uyumlu, sessiz sakin, nazik bir kızcağız. Zavallım manyakların arasına düşüyor.

Bu arada özellikle ilk bölümdeki Staz ile Fuyumi arasında gerçekleşen anime- manga diyaloğu bunlara gönlünü vermiş olan herkeste bir şeyler canlandırmıştır sanırım. Azıcıkta  olsa bunlarla ilgili bilgi sahibi olduğunu düşündüğümüz kimselere hayatımızın bir bölümünde heyecanla saldırmışızdır muhtemelen. "Bunu okudun mu?", "harika değil mi?",  "Neee bu daha devam ediyor mu?"  ve karşıdaki daha az ilgilenenden o soğuk cevapları da almışızdır. "evet", "hmm", "sanırım" :))


Wolf: Tam bir gönül insanı... Safkan olmaması ilk seride kendisi için bir dezavantaj olarak duruyor ama ikinci sezon neler olur bilemiyorum. Tabii ikinci sezon gelir mi onu da bilmiyorum. mangada durumu nedir? Onu da bilmiyorum :) Efendi çocuk ama Wolf bence :)

Bell: Çok eğlenceli biri bu Bell. Hazine avcısı, boyutlar arası gezgin.

Daha pek çok karakter var aslında ama hepsini teker teker yazmaya kalksam yazı bitmez ben biterim. Hydra ailesi, Braz ve Liz ve daha bir sürü...

Demon world her ne kadar normal dünyaya benzese bile, Acropolis veHydra adası olaya renk ve boyut getirmiş.

(serinin kapanış parçası "BLOODY HOLIC"  - Yuuka Nanri)




Eğlenceli ve komik, karakterler ve aralarında ilişkiler renkli, hızlı ilerliyor denilebilir, her bölümde yeni bir karakter sokuyor içeri, kesinlikle sıkmıyor, dövüş sahneleri güzel ve animelere göndermeleri olaya daha da tat katmış.

Ben izledim memnun kaldım...



16 Kasım 2013 Cumartesi

Skip Beat! : Haksızlık Ettiğim Bir Anime Daha






Evet, Skip Beat' e haksızlık etmişim şimdiye kadar izlemeyi erteleyerek. Muhtemelen başka bir anime ile karıştırıp bekletiyordum. Çaresiz kaldığım bir gün izlemeye başladım ve o da ne ? Çok eğlendim!!

Kyoko adlı kızımızın feleğin sillesi olarak adlandıracağım (başka bir deyim bulamadım) bir durum neticesinde şov bizınıs dünyasına girmesiyle olaylar başlıyor ve nice ilginç ve birbirinden eğlenceli karakter ile tanışıyoruz.

Bu noktadan itibaren hemen karakterlere dönüyorum:

Mogami Kyouko: Ne mutlu ki bize, etrafındaki erkeklere yazan, aşk acısı çeken klişe anime kızından ziyade, 16 yaşında ne istediğini anlamaya başlayan, hafif çatlak, azmine hayran olunası ve içindeki nefret ve intikam duygusundan uzak durulması iyi olacak bir karakter olarak karşımıza çıkıyor. Çok eğlenceli.





Fuwa Shoutarou: Tam bir egoist, ne oldum delisi :) kyoko' ya yaptığı yamuğun da bu düşüncemde önemli etkisi olabilir tabii :) güzel çocuk ama çocuk işte.. Bu arada seeiyusu Miyano Mamoru olduğunu  belirtmeden geçemedim.









Tsuruga Ren: Şimdi böyle bir hakikat var itiraf edeyim :) iyi oyuncu, ilginç bir karakter. ne yazsam boş... ben etkilendim kendisinden :))
Daha bir sürü karakter var ele alınması gereken ama benim hepsini yazabilecek kadar sabrım yok ne yazık ki, hepsine özürlerimi sunuyorum.









Dediğim gibi bence çok eğlenceli bir seri. Bunun öncelikli nedeni karakterler ve durumlara verdikleri tepkiler ve bunların çizimleri bana kalırsa. Yani bir Kyoko yüz bin tane surat şekli gösteriyor.
Kyoko' nun şeytanları ve melekleri de ayrı bir konudur bana kalırsa. Şeytanların masa başında strateji değerlendirmesi yaptığı an unutulabilir mi?

Animede yer alan ve Miyano Mamoru tarafından seslendirilen, Fuwa Sho' nun parçası Prisoner (*);





Kyoko her ne kadar neşeli ve canlı olsa ve seri eğlenceli ve komik olsa da es geçilmemesi gereken nokta Kyoko' nun yapmaya çalıştığı iştir. 16 yıllık hayatının aslında hep başkaları üzerine kurulu olduğunu fark etmek, kendin için hiçbir şey yapmadığının farkına varmak gibi bir depresyondan sonra kendini tekrar aramak ve üstüne inşa etmek ve bunun için de oyunculuğu kullanmak  gibi bir durum bu kadar hafif anlatılabilirdi sanırım ki bu konuda oldukça başarılı anime (ve manga demeliyim ama okumadığım için burada geçirmek istemedim)

Bunun dışında oyunculuk anlamında verilen bilgiler, uygulama ve anlatımlarla hoş bir arka plan yaratılmış.

karaktere girmek, karakterle ilgili arka planı kendini süzerek ortaya çıkarıp buna göre yorumlamak, karakteri içselleştirebilmek, doğal oyunculuk,  inandırıcılık, karşındakini yönlendirmek, bir adım sonrayı planlayarak hareket etmek, karşında tanımadığın birinden gelebilecek tepkiyi ölçebilmek, doğaçlama esnasında karşındakinin düşüncelerini ölçebilmek ve herşeyden öte güven veren duruş...

Ne diyeyim, çok keyif aldım. Mangasını okumaya ömrüm yetmez muhtemelen ama bir ikinci sezon olsa tadından yenmeyecek sanki.

Açılış ve kapanış parçaları içersinde en beğendiğim Yusaku Kiyama' nın Eien' i (**);



http://www.youtube.com/watch?v=0odw3wg9SS4

**http://www.youtube.com/watch?v=BcKnoL78xws


10 Kasım 2013 Pazar

Tawannanna 6. Yaşına Girer...


İki gün önce yani ayın sekizinde bu blog 6. yaşına girdi.

Tabii içerik dolayısıyla uzakdoğu'da ki kutlamalar nedeniyle yazıyı biraz gecikmeli yazıyorum.

Anime, dizi, film, k-pop , j-rock, v.kei alemiyle bir kutlamalar bir kutlamalar sormayın. Yoğundu yani biraz...

Şaka maka 6 olmuş...İlginç.

Her neyse, şimdiye kadar varsa okuyan, takip edenlere teşekkürler.

Öyleyse önce Japonya' dan temsilci olarak B'z' ye yer vereyim.

B'z - Arigatou



Ardından Kore taraflarından Beast gelsin...

Junhyung & Yoseob - Thanks to



Ve son olarak SHE& Fahreneit - Xie Xie Ni De Wen Rou


2 Kasım 2013 Cumartesi

TREASURE INN: Uzaklardan Bir Film Daha...




2011 yapımı bu Wong Jing filmi de merak edilip listelenmişler kısmındaydı. Sonunda bir akşam oturup izleme fırsatı yakalayabildim.

Doğruyu söylemem gerekirse Nicholas Tse, Nick Cheung, Kenny Ho, Charlene Choi' li kadrodan beklentim daha yüksekti. Bulduğum ise en azından beni eğlendirmeye yetti zaman zaman bu ne ya desem bile.



Bir kasabada düşük rütbeli polisler olan sakin, kendinden emin, zeki Nicholas Tse ve ukala Nick Cheung kasabada yaşanan bir cinayet olayında mekanı incelerler. Nick Cheung ve Nicholas Tse' nin karakter olarak zıt kişilikler olduğunu belirtmem lazım. Kasabaya gelen olayı inceleyen ekibin başı Kenny Ho, bu ikisinin şüpheli olabileceğini ima edince, tutuklanırlar. Bu esnada dolandırıcılıkla geçinen Charlene Choi ve Huang Yi ile karşılaşırlar ve birlikte kaçarlar. Cinayetin sebebi olan hazinenin Treasure Inn adındaki yerde açık arttırmaya çıkarılacağını öğrendikleri için yolda tanıştıkları Doktor Tong Dawei ile buraya doğru yola çıkarlar.

(Nicholas Tse ve Charlene Choi seslendiriyor bu parçayı. Filmde ikisi üzerine yoğunlaşılmış sahnelerden görüntüler seçilmiş. yani sakın sanmayın ki film bu kadar)



Komedi türündeki bu filmde bazı espriler gerçekten insanı yakalıyor. Zıtlıklar, kurgudaki şaşırtmacalar, zaman zaman absürdlüğe vurdurulan komedi ortamı genel anlamda keyifliyken aynı zamanda aksiyon yönetmeni olarak Corey Yuen iyi bir iş çıkartıyor.



Kötü adamlar statüsündeki çete üyeleri ise süper güçleri olmasına rağmen ara sıra oldukça sevimli olabiliyorlar. Karakterler zaman zaman sinir bozucu olsa dahi oyunculuklar genel anlamda  keyifli. Yani beklentileri karşılamasa bile ve türünün devri kapanmış olmasına rağmen eğlenmek için seyredilebilecek filmlerden bir tanesi.

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...