22 Eylül 2017 Cuma

Owari No Seraph: Anime





Owari No Seraph, shounen izleme isteğimin tavan yaptığı günlerde elime geçti. Birinci sezonu 12 bölüm olan 2015 animelerinden bir tanesi. İkinci sezonu Owari No Seraph: Nagoya Kessen-hen de 12 bölüm ve 2015 yapımı.

İzlemeye başlamadan önce seri hakkında pek bir fikrim yoktu. Bir manga cahili olarak mangası hakkında da izledikten önce ve sonra olmak üzere bir bilgim yok.


Animede bir virüs nedeniyle dünyanın sonu geliyor. Anlaşılıyor ki insanların yaptığı bir deney insanlığın elinde patlamış. 12 ya da 13 yaşın üzerindeki ( yaş kısmını net hatırlamıyorum) herkes pert oluyor. Bu yaş sınırının altındakilerin ise virüse doğal bağışıklığı var ki onları etkilemiyor. Vampirler toplayabildikleri çocukları toplayarak onlara güvenlik vadediyor. Zaten "korumaya aldık" diyorlar. Karşılığında ise kendi ortamlarında bu çocukların kanlarından besleniyorlar. Karşılıklı fayda ilkesi güdülüyor ama bu söylediklerime kanıp "ayyy görüyor musun, vampirler ne kadar hoş" demeyin. Çocukları bir nevi uzun ömürlü besin kaynağı olarak görüyorlar ve buna göre davranıyorlar.



Ana karakter Yuu ise bu patlamaya kadar bir yetimhanede sıkı sıkıya bağlı olduğu bir grup çocuk ile yaşarken, vampirler tarafından "ailesi" ile yani diğer çocuklarla alınarak bir gıda aracına dönüşenlerden bir tanesi. Gün geliyor, Yuu' nun arkadaşı olan Mika "Hadi kaçalım" diyor ancak karşılarına vampir asilzadelerinden Ferid çıkarak hepsini öldürüyor. Mika' nın çabası ile Yuu koşarak "mahvoldu, yaşayan hiçbir şey kalmadı" denilen dünyaya kaçmayı başarıyor ama o da ne? Dünyada kalan bir yaşam varmış!!



Dünyaya çıkan Yuu, Guren adlı bir komutan tarafından bulunuyor. Ailemin kanını yerde koymayacağım diyerek vampir kesmeye ant içen Yuu, Guren' in de parçası olduğu Japan Demon Army' e girerek tam anlamıyla vampir kesebilecek duruma gelebilmek için çırpınıyor. Bunu bir şekilde başarırken yeni arkadaşlar ve kendince yeni bir aile kazanıyor. Vampirler ve insanlar savaşı devam ediyor bu esnada vs...






(Silahlarını kapan ve 5 kişilik ekibi tamamlayan çocuklarımız mutlu)



Ben ilk sezonu daha keyifli buldum. Özellikle Mika' nın yalnızlığından etkilenmediğimi söylersem yalan söylemiş olurum.Her ne kadar ilk sezon olay ve durum tam olarak açılmamış olsa da karakterlerin ortaya çıkışı bir keyif veriyordu.


İkinci sezon da fena değil ama özellikle Yuu' nun tam anlamıyla mala bağlaması, ilk sezon eğlenceli bir karakter olan Shinoa' nın vasıfsız bir dadıya dönüşmesi, herkesin başka adam yokmuşçasına "Yuu"ya odaklanması, Mitsuba, Yoichi ve Kimizuki' nin iyice geri plana atılması baydı.



Haa, bakın bu ikinci sezondaki Yuu konusunu biraz açayım. Diğer adamlar ölüyor ediyor kimseden gık yok. Yuu' nun kolu çiziliyor bunlar özellikle Shinoa "Yuu" diye koşturuyor. Sayın arkadaşlar, bakın; Kimizuki' nin kardeşi ne olduğu belli olmayan bir şeye dönmüş, kimse çocukla ilgilenmiyor sadece "Yuu" diyor. Mika form değiştirmiş, yıllarca vampirlerle yaşamış etmiş kimse Mika'ya acımıyor da hala Yuu' ya üzülüyor. Yani anlam veremedim.



(Mika'yı (Ono Kensho) sevdim ben. Özellikle birinci sezonda ayrı bir sempati duydum)




Bu ve benzeri nedenlerden dolayı ilk sezon bana göre daha hoştu.


Bunu dışında aslında eğlenceli karakterler var, aksiyon potansiyeli çok yüksek, ne bileyim konu bir yöne gidiyor ama bir yerlerde bir sıkıntı var.


Neyse seride iyi ki Guren var. Serinin - iki sezon için konuşuyorum- kendisini en çok izlettirebilen karakteri Guren bana kalırsa.



(Guren (Nakamura Yuuchi) sevilmeyecek karakter değil ama çok ucuzdu ya...değil mi?)




         

( Ferid' i  (Takahiro Sakurai )sevmemekle birlikte hakkını yiyemem, seriye bir renk getiriyor. Soyadını da Bathory yapmış ^^)






(Veee Crowley (Kenichi Suzumura). Bazen aptal gibi görünüyor ama aslında olmadığını da gösteriyor. İkisi arasında canı nasıl isterse öyle takılıyor. Eğlenceli mi? Evet)



Anime konusunda bir kısım şikayetim olsa dahi, bu kadar söylendiğime bakmayın. İzlerken eğlendim diyebilirim. Belki de o andaki shounen krizime iyi geldiği içindir. Yine de çok kötü bir anime olduğunu düşünmüyorum. Ammaaaa... 3. sezon gelmezse ve burada keserlerse bozuşuruz.


Tüm bunların dışında Owari no Seraph' ın birinci sezonu içinde bir mücevher taşıyor; kapanış parçası Scapegoat. Sawano Hiroyuki imzası taşıyan ( bu adamın yaptığı kötü bir parça var mı?) ve Rock grubu Survive Said The Prophet' ten Yosh' un seslendirdiği parça çok çok güzel. Animenin kapanışına da cuk oturmuş.







20 Eylül 2017 Çarşamba

İHSAN OKTAY ANAR - Kitab-ül Hiyel - Kitap ( 2017 Klasik Kitap Okuma Maratonu - 7 )



İletişim Yayınlarından çıkmış, bir İhsan Oktay Anar kitabı olan Kitab-ül Hiyel' i kısaca anlatabilmek biraz zor. Yazarın, Puslu Kıtalar Atlası'ndan sonraki ikinci kitabı.


Yafes Çelebi, Calud ve Üzeyir isimli üç hiyelkarın, hiyel ilimi ile içiçe geçmiş hayatlarını anlatan roman aslında aşina olduğumuz ama aynı zamanda uzak olduğumuz Osmanlı atmosferine masalsı bir şekilde yerleştirilmiş.



"Bu kabadayı güruhu elbette ki Calud' a yetmezdi, fakat yandaşları sayesinde hayatta kalabiliyordu. Onun iki kere ikiyi beş ettirecek bir makine yapacağı palavrası yayılınca, muhasebeciler loncası bir kiralık katili üzerine saldığı an yandaşlarının yardımını gördü:"



Roman insan, güç ve iktidar istenci ve bilim arasındaki ilişkiyi ele alıyor. Bunu yaparken İhsan Oktay Anar, her zaman olduğu gibi kendi anlatım tarzını, atmosferini, simgelerini ve hem akıcı hem de zaman zaman ironik olan dilini kullanmış.

Kitabın içerisinde yer alan buluşlar ve çizimler ise ayrı bir ilgiyi hak ediyor.


"Diğerleri senin yeteneğini görüp korktular. Çünkü gediğin elinden alınmasaydı onların bu ticareti yürütmeleri zor olacaktı. Yaptığın kılınç onların bütün müşterilerini ellerinden alır, üstelik bunun arkası da gelir. Ama ben bambaşka bir sebepten onların kararına katılıyorum: Ustaların kılınç yapmak için saatlerce ve günlerce dövdükleri demir neden serttir, bilir misin? O, insanoğluna hemen boyun eğmez, çünkü onların, kendisiyle işleyecekleri suçları bilir. Bu yüzden de ortak olacağı günahların bedelini ateşte dövülürken peşinen öder. Zalimlerin kolları kendi erişilmez isteklerine göre çok kısadır. Tutkularının büyüklüğü onları böylece sakat kıldığından, bizim kılınç dediğimiz koltuk değneklerini kullanırlar. İcad ettiğin silah işte onların tutkularını büyütecek ve zulümlerini arttıracak. Sen onların kollarını uzattın. Oysa kılınçlar yeterince uzun değil miydi?"

15 Eylül 2017 Cuma

Nanatsu No Taizai (Anime): Yedi Ölümcül Günah





2014 animelerinden olan Nanatsu No Taizai 24 bölüm. Ben henüz mini sezonunu izlemedim. Birinci sezonu tamamlamışken taze taze geleyim dedim. Bu arada benim zaman zaman oluşan müthiş yer değiştirmelerim ve hatalı çağrışımlarımın kurbanı olan anime ve filmler vardır. Fark ettim ki Nanatsu No Taizai da buna kurban gitmiş. Nanatsu No Taizai' yı hangi anime ile karıştırdığımı söylemeyeceğim zira çok saçma ve komik.



Nanatsu No Taizai'da olaylar farklı bir evrendeki Britannia'da geçiyor. Britanya olur da şövalye olmaz mı, olur. Şövalyeler var. Bunlar, krallığı özellikle insan olmayan kötülerden korumayı amaçlıyor. Zamanında bu şövalyelik kurumu içerisinde yedi kişiden özel bir ekip kurulmuş. Bu kişilerin hepsi bir günahı temsil ediyor. Kaptanları  Meliodas ancak animenin geçtiği tarihten 10 yıl önce bazı olaylar olmuş ve Nanatsu No Taizai adı verilen grup krallığı düşürmeye çalışan hainler olarak damgalanmış ve ortadan kaybolmuşlar.





(Animenin müzikleri çok hoş)




10 yıl sonra krallığın üçüncü prensesi olan Elizabeth,  Nanatsu No Taizai' yı bulmak için saraydan  kaçıyor çünkü şövalyeler kralı ve prensesleri hapsetmişler ve kutsal bir savaşa hazırlanıyorlar. Elizabeth ise şövalyelerin bu tutumunu değiştirebilecek tek gücün biraz da düşmanımın düşmanı dostumdur düsturundan esinle Nanatsu No Taizai olduğunu düşünüyor. Neyse, Elizabeth önce kaptanı buluyor sonra birlikte diğer üyeleri buluyorlar.


Bazı ince detay ve bağlantıları iyi düşünülmüş, izlemesi eğlenceli, kolay izlenebilen bir anime Nanatsu No Taizai.







Bu sezonun içinde bu ekibin 7. üyesi ortaya çıkmamış olsa da bu ekip içerisinde en eğlenceli bulduğum karakter Ban (Suzuki Tatsuhisa) oldu. Gerçi King de çok şeker ^^



Açılış parçalarından ilki Ikimonogakari' ye ait, güzel parça ancak benim favorim ikinci açılış parçası.

Man With A Mission/ Seven Deadly Sins









Şövalyeler arasında Hauser candır.





Ayrıca Gilthunder da (Miyano Mamoru)  güzel karakter  ^^ 


Kapanışlar arasında tercihim; 7 -seven - FLOW x GRANRODEO 





İzlediğime pişman mıyım? Hayır. Şimdi şu mini seriye göz atayım ^^





LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...