25 Ağustos 2016 Perşembe

The Monkey King 2: Batıya Yolculuk Devam Ediyor




Cheang Pou-Si' nin 2014 yapımı The Monkey King' i çoğunluk üzerinde bir hayal kırıklığı yaratmıştı. İlginçtir ki yönetmen bunun üzerine koltuğunu bırakmamış ve 2. filmi çekmiş. The Monkey King 2, Çin-Hong Kong menşeili,  yönetmenin 2016 yapımı filmi.


Aynı yönetmenin elinden çıkmış olmalarına rağmen iki film arasında fark var, doğruyu söylemek lazım. İlk filmi, Wu Cheng'en' in Xi Youji'sine (Batı'ya Yolculuk) duyduğum ilgi nedeniyle izlediğimi ve kendimce eğlendiğimi söylemiştim. Bu filmi ise, sadece benim gibi nedenleri olanların dışında, daha geniş bir kitle beğenebilir.





Hikaye, ilk filmin kaldığı yerden devam ediyor. En son Sun Wukong, Buda tarafından cezalandırılmış ve Beş Element Dağı'na hapsedilmişti. Rivayet edildiği şekilde, 500 yıl sonra ( yani evet, ikinci film ilkinden 500 yıl sonra geçiyor) Budist rahip Tang Sanzang (Feng Shaofeng ) oradan geçerken Sun Wukong' u kurtarıyor. Aslında Sun Wukong' un bilmediği bu rastlantının uzun zaman önce Merhamet Tanrıçası tarafından ayarlanmış olduğu. Kendisinin, rahibe Hindistan'a olan yolculuğu esnasında eşlik edeceği ve ona korumalık yapacağı da çooook önceden ayarlanmış bir olay. Neyse, Sun Wukong bir şekilde rahiple yola koyulmaya başlıyor. Yanlarına yine Tanrıça tarafından çoook önceden kararlaştırılmış şekilde Zhu Bajie ( Xiaoshenyang ) ve Sha Wujing (Him Law ) katılıyor.




Filmde Batı'ya Yolculuk' un bir bölümü - The White Bone Demon- ele alınmış. Bu bölüm orijinalinden farklı bir şekilde   kurgulanarak filme aktarılmış. Bu noktada filmin olayı ele alış tarzı tartışmaya açık olsa bile, kendi içinde ve yarattığı atmosfer ve anlatım tekniği içerisinde tutarlı ve genel anlamda başarılı olmuş bence.


Aaron Kwok, Sun Wukong olarak oldukça iyi bir iş çıkarmış, Sun Wukong' u yorumlayış tarzı ve duruşları bu ikinci filmin atmosferi içinde oldukça tutarlı ve oturaklı olmuş. İlk filmde Donnie Yen' in Sun Wukong' u da başarılıydı ve ilk filmin havasına ve durumuna uygun olarak oturuyordu. O yüzden hangisi daha iyi gibi bir kıyaslamaya girmeyeceğim çünkü bana kalırsa iki film arasındaki atmosfer, ele alış tarzı ve tercihler farklı. Buna bağlı olarak Aaron Kwok (artık kendi yorumlayışı mı yoksa verilen direktif mi bilemem) , tarzı ve tonu çok iyi tutturmuş, tebrik etmemek elde değil.



Bu arada bu filmin aksiyon koreografının Summo Hung olduğunu belirteyim. Aksiyon koreografileri tatmin edici. Efektler ise ilk filmle kıyaslanamayacak derecede başarılı.




Xioshenyang, Bajie için çok iyi bir seçim olmuş. Sha Wujing karakterinin yorumlanışını da hoş buldum. Feng Shaofeng' in  Budist rahip Tang karakteri de sırıtmamış.








Gelelim Gong Li' ye. The White Bone yorumunu orijinalinden bağımsız ve film içinde değerlendirmek gerekirse çok başarılı. Bir ağırlık getirmiş. Duruşu, tepkileri vs.. filmin genel havası içinde oldukça tutarlı ve işi götüren cinsten. Ayrıca uygulanan makyajı enfes buldum. Yine kullanılan efektler ve geçişleri estetik olarak çok başarılı. Bunun adamları durumundaki şeytanların ele alınış tarzı da akıllıca.





The Monkey King 2, ilkinden her anlamda hayliyle başarılı, derli toplu bir film. Kitapla kıyaslanmadığında kendi içinde tutarlı bir yapım. Yine de konuya ilgi duymayanlar ve yabancı olanlar hoşlanır mı bilemem.


Tabii bunca olumlu cümlenin ardından şunu da eklemeden geçemem; her ne kadar eli yüzü düzgün bir yorum olsa da filmin bir derinliği yok. Olaylar gelişiyor ve bitiyor. Arka planda anlatılmak istenene dair bir ipucu veya bir gönderme bulmak pek mümkün değil. Merhamet, acıma, bağışlanma, günah, tamamlayıcılık, hayat vs.. gibi anlatılar ya da anlamlar - bana kalırsa - filmin içinde yer almayarak daha çok yüzeysel bir şekilde olay örgüsüne odaklanılmış. Bu nedenle arayanların bir derinlik bulması zor. Konuya aşina olanlar bazı noktaları kavrayacaktır ama uzak olanlar için fazlaca boşluk varmış gibi duruyor ayrıca.



Neyse sonuç olarak bence Aaron Kwok gençlik iksirini bulmuş ve kullanıyor. Benimle de paylaşmasını rica ediyorum.


Bir diğer nokta ise şu; Şimdiye kadar düzgün düzgün yazdım, çok az kişi anladı derdimi. Bir de şifreli yazayım bakayım belki anlayan olur. Tek kelime: Türkçe.


Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...