7 Şubat 2010 Pazar

STAR WARS:Star Wars Episode II: Attack of the Clones; Across The Stars...



Phantom Menace' da izlediğimiz padawan Obi Wan Kenobi ve sevimli velet (ahaha ne dedim ben ya? ) Anakin Skywalker' ın, Jedi Master Obi Wan Kenobi ve genç, dinamik, ukala,atletik :p Anakin' e, Kraliçe Amidala' nın Senatör Amidala' ya dönüştüğü, ilk filmden 10 yıl sonrasını anlatan bu film için de zamanında dörtgözle beklemiştim. Gösterime girdiğinde bir sevinç, bir kıyamet.... Mutlu oldum mu? Sonuna kadar. Evet geçen hafta tekrar bu filmi 100 küsuruncu kez izlemiş ve film sonrası etkilerini atlatmış olarak, kısa bir iki not düştükten sonra henüz tanışmayanları John Williams/ Across The Stars ile tanıştırmak istiyorum.







Palpatine' in "Bu cumhuriyet' in ikiye bölünmesine asla müsaade etmeyeceğim" diyerek açtığı , "Bana verilen bu yetkiyi Cumhuriyet' i korumak için kabul ediyorum. Cumhuriyet' i çok seviyorum. Zamanı geldiğinde bu yetkiye derhal geri iade edeceğim" mealli sözler söyleyerek kapattığı filmde, bu şekilde Yüce başkan Palpatine, Count Dooku' nun başını çektiği ayrılıkçılara karşı kulllanabileceği ordu kurma/kullanma yetkisini zorlanmadan elde eder, zaten yıllar önce hazırlanmaya başlanmış Klon ordusu ile tanışırız bizde. Filmin başında Mace Windu biz barışın koruyucularıyız, asker değiliz derken, filmin sonunda topyekün klonlarla birlikte jedilar da bir şekilde savaşa sürüklenmiş olurlar. Anakin ile Padme arasındaki ilişki 10 yıl sonra başka bir boyut kazanır ve birbirlerine olan aşkları evlilikle son bulur. Gariban Obi Wan yine her yere koşturur.

Anakin'in annesine karşı duyduğu özlem, Padme' ye duyduğu aşk, içindeki öfke, kızgınlık, korkunun yavaş yavaş ortaya çıkması ile birlikte onun karanlık tarafa göz kırpması hafiften hissedilmeye başlar. Palpatine'in gizliden Anakin' e nasıl destek verdiği ortaya çıkar. Darth Sidious büyük bir sabır ile planlarını örerken yıllardır, Jedi konseyinin ve jedilerın yıllardır huzur içinde uyumuş olduğunu anlarız böylece ve hepsinin yavaş yavaş Darth Sidious' un oyununa sürüklenişini izleriz.

Jango Fett ve yavru Boba Fett ile karşılaşmak, Mace Windu'yu aksiyon halinde görmek, Usta Yoda' nın ışın kılıcını çekerek Dooku'ya dalması ve her zaman bahsedilen ışın kılıcıdındaki ustalığını görebilmek diğer artı ve heyecan verici öğeler.

Arenada Jedilar teker teker düşerken gözlerim doldu, Count Dooku' nun asaleti ve karizması karşısında durumu için hüzünlendim... Ve... Imperial March eşliğinde zamanın klon askerlerini, gemilerine büyük bir düzen içinde binerken görerek duygu seline kapıldım.

Güzel göndermeleri barındıran, güzel bir film... - orijinal üçlemeyi değerlendirme dışı bırakıyorum- . Jediların kumanda edeceği klon ordusunun, İmparatorluk askerleri olan Storm Trooperslara dönüşeceği yolda bağlantıları sağlayan bir ara film...

Tüm bunlar ile birlikte John Williams 'ın müzikleri olmadan Star Wars düşünülemez tabii ve Across the Stars yine tek başına filmin barındırdığı tüm duyguları anlatabilecek kadar harika...





Böylece tüm bu olaylar sonucunda, yıllar sürecek Klon Savaşları başlar ve biz de üçüncü filmi görebilmek için beklemeye başlarız.

Dışarıda bardaktan boşanırcasına yağmur yağarken ben de an itibariyle duygu seli oldum. Yaşlılık zor, gidip biraz force kullanarak meyve soymaya çalışayım.

Güç sizinle olsun...



Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...