1 Şubat 2016 Pazartesi

One Punch Man: Çok Güçlüyüm, Çok Dertliyim



2015' in en çok konuşulan animelerinden bir tanesi olabilir 12 bölümlük One Punch Man. Bu yazıda da amacım önce şöyle net üzerindeymiş sonra el atılmış şöyle olmuş sonra da animesi gelmiş gibi detaylar vermek değil. Zaten sağır sultan bile duymuştur One Punch Man ve Saitama' yı.

12 bölümü  biriktirdikten sonra başladım izlemeye. O zamana kadar zaten kendisine düzülen methiyeleri fark etmiştim. Öyle hönkürerek güldüğüm falan olmadı animeyi izlerken ama izlerken eğlendim, çizimler güzel olmuş, müzikler iyi. Kafayı falan yormuyor yani abartıldığı kadar olmasa da oldukça iyi bir yapım olmuş.


E bir de Saitama var tabii. Saitama' yı sevmemek mümkün değil o yapımın ve dünyanın içinde. Her ne kadar bu benden falan desem de bir noktada ayrı düştük kendisiyle. Hani şu kel kafalı bir çete ve liderleri var ya, hah orada. Şimdi bu eleman ( adı Hammerhead' di sanırım) iş hayatına veryansın edip, ortalığı dağıtmaya karar veriyordu. İş hayatından, ofis köleliğinden hatta paralı kölelikten ve kurulmuş o sinir bozucu düzenden  sonuna kadar nefret eden ben, bu Hammerhead' in çektiği nutuklar ve savurduğu cümleler karşısında etkilendim. Tam bir coşkunlukla gaza geliyordum ki Saitama üstat ne yaptı? Ölgün bakışları ve her zamanki ruhsuzluğuyla tehdidin başka bir yönünü görerek "bunlar  kel, ben de kelim. Benim imajıma zarar verecekler" diyerek bu adamlara daldı. Sonra ne oldu? Bu isyankar Hammerhead efendi, canti takımları çekip, iş görüşmelerine gitmeye, nefret ettiği o sistem ile barış çalışmaları yapmaya başladı. İşte bu olay üzerine Saitama Reis' e saygım bir kat daha arttı ve  kendisinin bilgelik seviyesine ulaşamadığımı fark ederek, "tamam ya aynı kafadayız "söylemimden vaz geçtim :P

Saitama dışındaki karakterler de eğlenceli ve ilgi çekici. Eh, JAM Project' in The Hero' sunu da es geçemiyorum doğal olarak.



Devamı gelse de izlesek...

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...