18 Ocak 2009 Pazar

TRIGUN

1998 yapımı, gözden kaçmaması ve izlenmesi gereken, keyifli, eğlenceli, şaşırtıcı 26 bölümlük anime serisi.Yasuhiro Nightow tarafından çizilmiş ve 1995 senesinde manga serisi olarak yayınlanmaya başlamış. Anime 1998 yapımı, yönetmen: Satoshi Nishimura Senaryo:Yosuke Kuroda . Müzikler Tsuneo Imahori ye ait.

Bir çöl gezegeninde geçen hikayede, esas elemanımız Vash The Stampede (Vaşş Dı StAmpİdoo diye çağrılmaktadır kendisi), başına yıllar önce patlattığı July kenti nedeniyle ödül koyulmuş olan bir kanun kaçağı, sakar, silahşör, efsanedir. Kendisinin geçtiği tüm kasabalar bir şekilde hasar almakta, yanmakta, patlamakta, çatlamaktadır, bu nedenle bu kasabaların sigortasından sorumlu olan şirket iki çalışanına Merly ve Milly' e Vash The Stampede' i bulmaları ve rapor etmeleri için görev verir. Bu şekilde bu iki kızımızda hikayeye dahil olur ve aylarca süren aramaları sonunda - neyi aradıkları konusunda ellerinde çeşit çeşit bilgi vardır- tüm bilgilerin ortak noktası kırmızı mont ve sarı saçlardır- Vash ile karşılaşırlar ki onun Vash olduklarına inanmaları biraz zaman alacaktır çünkü karşılarındaki kişi kafalarında canlandırdıklarından oldukça farklıdır. Zamanla aslında kasabaları, kentleri yıkanın Vash dan ziyade peşindeki ödül avcıları yada vesaireler olduklarını görürler. Vash, karşısındakilere -düşmanlarına dahil- kendisinden daha fazla değer veren, kimseyi öldürmeyen, mümkün oldukça silahını kullanmayan eğlenceli bir tiptir. Böylece hikaye devam ederken bu üçlüye bir de Mr. Priest yada adıyla Nicholas D. Wolfwood katılınca eğlenecenin dozu daha da artar.

Seri gerçekten çok eğlenceli, espriler, diyaloglar, her bölümde ortaya çıkan kara kedi, çizimler ciddi bir eğlence yaratmış. Belli bir noktadan sonra hikayenin atmosferi karamsarlaşsa da, komik öğeler yine performansından bir şey kaybetmiyor. Bununla birlikte, bölümler ilerledikçe sonlara doğru karakterlerin geçmişi ile birlikte konu çok güzel bir açılım sağlıyor, eğlenerek bölümlere devam ederken vayy be demekten de alamıyorsunuz kendinizi. Bağlantılar hoş... Neyse konu ve karakterlerde detaya inmeyelim, spoiler yaratmayalım şimdilik....

Gelelim şöyle bir karakterlere; Vash ciddi eğlenceli bir karakter. Salak ama zeki, cool ama şabalak vs... bir nevi görünenin ardındaki gerçek durumunun iki ayaklı temsilcisi. İzlemesi geyet keyifli -bazen hüzün verici- ancak esasen benim serideki favorim Nicholas Wolfwood dur. Karizması, eğlence anlayışı, hayata bakışı kendine özgü ki bu arada Vash ile Priest in harika bir ikili oluşturduklarını düşünmekteyim. Meryl ve Milly ikilisinden Milly kanımca seriye daha fazla katkı sağlamaktadır. Kocaman cüssesine rağmen özündeki saflık, izleyeni sıkmadan, olayları ajite etmeden tam dozunda yansıtılmış. Meryln bir yerde "belki de ben sana madam diye hitap etmeliyim " gibi bir şey söylüyordu, haklıydı, aferin...

Bu arada dayanamayıp Legato ya değinmeden geçemeyeceğim. Amca hakkaten karizmatik ve zeki. Ayrıca tema müziği seriye ayrı bir hava katmış.



Tüm bu eğlence devam ederken, karakter ve kurgu derinleşirken aslında bir yandan da karakterler ve durumlar üzerinden ahlaki sorgulamalar yapılmış ve herşey gayet dozunda. Belki sadece bir iki bölüm daha konu derinleştirilebilirmiş ama olsun bu kadarı da yeter.

Bu arada müzikler güzel ve yaratılan arka plana gayet uyumlu.

Sıkılmadan keyifle izlenecek, güzel bir hikayeye sahip, ilerledikçe çıkan karakterler ve gerçeklerle şaşırtıcı olacak bir seri...

Son olarak diyoruz ki.............................


5 yorum:

Yin No Piano dedi ki...

Wolfwood'un ölümü gelmiş geçmiş en içime işleyen ölümlerdendir, yaa adama "ölmek istemiyorum Onunla ve kızlarla kalmak istiyorum" dedirttiler! Şimdi ben nasıl arkasından ağlamam!

Hem de ilk defa huzuru, dostluğu sevdiği bir kadın bulmuş, pisi pisine yapılır mıydı bu be?!
İlle işte baş karakterlerden biri ölecek ki karizmatik bir yanı olsun animenin di mi insanfsızlar!:'(
öhm yani evet yaradır içimde Onun ölümü.Vash her zaman canım, ciğerim ama Wolfwood da seriye yarısında girmesine rağmen gönlümüzdeki yerini en tepede almıştır.

Bu arada Wolfwood ve Milly çifti en favori çiftlerimden.Ya bu kadar mı güzel olunur?Hele o Milly'nin hamile taklidi yaptığı, Wolf'un kocası rolu oynadığı sahneler hala en sevdiğim sahnelerdir.En son Milly'nin Wolf'un arkasından ağlayışı bitirmiştir beni.Yazık oldu resmen!Milly ve Meryl arasından da en çok Milly'i severdim zaten nasıl üzüldüm!

Sadede gelirsek, evet trigun asla es geçilmemesi gereken müthiş bir animedir, o mükemmel karakterleri bile yeter izlemek için!:)

Tawannanna dedi ki...

Wolfwood un ölümünün gerçekten insanın içine işlememesinin imkanı yok. atmosfer o kadar ağır olmamasına rağmen bir anda bir ağırlık çöküyor. Milly ile de gerçekten enfes bir denge ve uyuma sahip bir çift olmuşlardı. Kısa zamanda kendini bu kadar sevdiriebilen bir karakter olmayı başarabilmekte Wolf un becerisi olsa gerek :) Tekrar izleyesim geldi :)

Yin No Piano dedi ki...

Vash'ın Onun ardından donutlarla hüngür hüngür ağlamasını da asla unutamam.O kısım beni çok ağlatmıştır.
Ooof of..

:')

Unknown dedi ki...

Wolfwood'un ölümü bi tek beni çok etkilememiş anlaşılan >_> Yani izlerken üzülmüştüm de aradan yıllar geçince bi etki bırakmamış.

Vash en sevdiğim karakterlerden biridir yalnız. - Love and Peace -

Tawannanna dedi ki...

vash anlatılmaz izlenir cinsinden bir eleman. benim de favori karakterlerimden biridir kendi anime tarihim içinde:)

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...