9 Mart 2017 Perşembe

Mobile Suit Gundam Unicorn RE:0096 - Anime






Sonunda Mobile Suit Gundam Re:0096' yı bitirebilmenin mutluluğunu yaşıyorum. Bu sevincimi hemen paylaşmak istedim. Benim için sallantılı bir yol oldu çünkü. Bunun bir OVA serisi de var, onu izlemedim. Yazacaklarım 2016 yapımı 22 bölümlük anime üzerinden olacak.



Bu olayları sevdiğim için hevesle başladım animeye, 2. bölümde hayal kırıklığı endişesi etrafımı sarmıştı. 3. bölümde biraz da şartlar gereği aramıza biraz zaman girdi. Aramıza duvarlar örülmesinden hoşnutsuz değildim zira devam etmemem gerektiğini düşünüyordum ancak hayat çelişkilerle dolu. Bir zaman sonra yine biraz şartların zorlamasıyla 4. bölümü izledim. Sonrasında müthiş anime azmim doğamın görmek istemediği bölümlerden çıkarak inatçılaşmaya başladı. Hep derim, eğer anime izlerken gösterdiğim azmi ve disiplini hayatımın başka noktalarında uygulayabilmiş olsaydım şimdiye kadar böyöööök adam olmuştum ama benim kaderimde de bu azmi animeler konusunda göstermek varmış. İşte böyle böyle sonunda 22 bölümü bitirmeyi başardım.



Mobile Suit Gundam Unicorn Re:0096, adından da anlaşabileceği üzere bu dünyanın belli bir evresinde geçiyor. Bu tarihi gidişat normal şartlarda sıralı tabii ki, bu seride "Universal Century"nin 96. yılında yaşananlar konu ediliyor. Öncesini bilenler için izlemesi daha kolay olur ancak bilmeyenler içinde seri içinde öncesinde olmuş belli bazı olaylara yapılan atıflar izleyenin fikir edinmesini sağlıyor merak etmeyin.



Konusu hakkında çok detaylı yazmayacağım ama her seride olduğu gibi burada da çarpışan, bir çeşit güç savaşı ve gücü elde tutma savaşı içine giren taraflar var. Bununla birlikte yeni bir gelecek için mücadele verenler var.



Serinin öncesinde dünya nüfusu patladığı ve dünya kaynakları artık kendi kendine yetemez duruma geldiği ve ölmenin eşiğine geldiği zamanlarda bazı insanlar (bazı dediğime bakmayın, nüfusun oldukça önemli bir bölümü) zorla uzaya gönderiliyor ve bir nevi orada kaderlerine bırakılıyor. (Detaylar ayrıntılarda, serinin içinde ve öncesinde gizli) Seri esnasında bu insanlar öfkeli.  Full Frontal' in kaptanı olan şahıs, önceki lider Char' ın yeni nesil temsilcisi ve bu uzay insanlarının sesi olduğu iddiasında.



Elimizde bir de Sleeves var. Bunlar da uzay insanı. Full Frontal ile bazı görüş ayrılıkları olsa da Char' ın emirleri altında çalışıyorlar.


Dünyayı ve uzayı himayesinde tutan Federasyon var. Meşruiyetini nasıl temellendirdiğinin hayalini size bırakıyorum. Olaylar her zaman ki gibi...

Ayrıca bir de Vist Foundation var. Bunun da iki kanadı bulunuyor.


İşte, animenin içindeki karakterler böyle bir ortamda yeni bir çağa ışık tutabilecek ama aynı zaman da geleceği de yok edebileceği söylenen, bir nevi Pandora' nın kutusu olan Laplace' s Box' ın (ne olduğunu sonra öğreneceksiniz) peşine düşüyor. Her kanadın, herkesin bir nedeni var.


Aslına bakarsınız, yaratılan dünya, olaylar, animenin ele almaya çalıştığı evrensel felsefi konular, güç istenci falan hoş ve ilgi çekici mevzular, araya mobile suit aksiyonları da girdiğinde dibimin düşmesi gerekir ancak animede bir olmamışlık, bir tuhaflık var. (En azından ben öyle hissettim)






Bana kalırsa bunun en büyük nedeni (benim için ) karakterlerle ilgili olan sorunlar.



Şimdi bakıyorum Banagher' e. Industrial 7 denilen bir kolonide lise eğitimi gören bir velet. Kaderin bir cilvesi olarak, kolonisine düşen ve ""savaşı engellemem lazım diyen Audrey ile tanışıyor, o andan itibaren Audrey'ci oluyor. Cardeas Vist' in itelemesi ile Gundam' ın pilot koltuğuna oturuyor. Tabii ki  "Gundam pilotunu kendi seçer" ilkesi  burada da geçerli. Gundam pilotu olan her çocuk gibi kaderin bir cilvesi ya da bir rastlantı olarak Gundam' a denk geliyor ancak Gundam O' nu kabul ettikten ya da Gundam' ın hakkını verdikten sonra onun pilotu oluyor. Peki Banagher ne yapıyor? Eyvallah, çok yerin dibine geçirmeyeyim, Gundam' ın pilotu oluyor, etkileşim falan iyi hoş ama anime bas bas "Savaş kötüdür", "Nedeni ne olursa olsun terör kötüdür" diye bas bas bağırırken aynı zamanda            " Kararlı olmazsan bir yere varamazsın", "Ortak bir gelecek" temalarıyla yankılanırken Banagher kardeşimiz Audrey de Audrey diyerek herkesten dayak yiyip, depresyonlara giriyor. Sonra birden bir şeyler oluyor falan, ay yazarken içim daraldı...


Lafım, Banagher' in öldürmekten kaçınması, farklı yollar araması değil. O'nun çizgisi ve karakteri bu şekilde, lafım yok (sürekli ikilemde kalması, mymıylığı baysa da). Sorun konunun Audrey' e bağlanmasında.



Audrey desen zaten tek boyut. Nasıl başladıysa öyle bitti... Hadi bunlar "newtype" yani uzaya uyum sağlamış yeni bir insan nesli. (Serinin sonunda bu çıkıyor) Peki ya Riddhe'ye ne demeli? Newtype'ların yüz karası, karakter gelişimi olmayan diğer üçüncü bir kişilik. Yani ben bu çocuğun nereden başlayıp, nereye vardığını anlamadım... Ya da kendi algı yetersizliğim için hakkını yiyorum. Benim için izlemesi en sinir bozucu olan karakterlerden bir tanesiydi.



Çok arka planda kalsalar da Nagel Agehama' nın komutanı, Noa Bright, Daguza  ve tabii ki Zinnerman Kaptan serinin en baba karakterleri. Kaptan dediğin, düzgün olacak. Ve Marida, hepsinden daha insan olabilir.



Diğer bir bozukluk noktası da bence olayların bağlanışıydı. Yani Char kardeşim, tamam bir önceki ile hiç bir şekilde alakan yok, ama naptın sen kardeşim? Madem öyleydi niye böyleydi diyeceğim, izleyenler anlasın. Olayı bir umuda, yeni bir başlangıca teslim ettin ki bu yeni bir bakış açısı açıyor ama acaba bu sahne kesilmiş mi yoksa orijinalinde de mi öyle bilemiyorum. Etkileyicilikten uzak kaldı sanki biraz?  Angelo' cuğun anime içinde fanboyluktan öte bir misyonu yok muydu?



Aksiyon sahneleri hoştu ancak ilk kez bir Gundam serisinde mobile suit aksiyonu içinde kim kimdir seçemedim zaman zaman. Bunu artık yaşlılığıma da verebilirim belki, bilemiyorum.


Şimdi bakıyorum, çok  mu yerin dibine soktum diye, bilemiyorum. Gundam dünyasını severim, hoşbeşliğim de vardır ancak çok sıkı bir tekipçisi olduğumu iddia edemem. İzleyeniniz varsa yorumlarını beklerim. Ben de Unicorn' un  7 bölümlük daha uzun olan OVA' sına döneceğim.


Haa, izledim mi? Evet. Çünkü arka plan ve arkada dönen fikirler hoş, genellikle olduğu gibi hikayenin karmaşıklığı ilgi çekici ve keyifli.


Açılış ve kapanış müziklerinden bir o kadar memnuniyetsizim. Yine de müzikler Hiroyuki Sawano' ya ait ve animenin içinde muhteşem güzellikler var...






2 yorum:

Saltcik dedi ki...

Ay ben anime izlerken bile azimli değilim ne olucak o iş :D Ben savaşlı, kanlı manlı animeleri izleyemiyorum ya bir kötü oluyorum varsa şekerleme anime önerilerin her daim açığım :D

Tawannanna dedi ki...

Umarım o azim hiç beklemediği anda hayatınla ilgili faydalı noktalarda ortaya çıkar :)) Şekerleme anime olarak en son izlediklerimden Udon no Kuni Kiniro Kemari var. Çok tatlı, çok şeker...

(Eğer izlemediysen) Natsume Yuujinchou, Tanaka-kun wa Itsumo Kedaruge var. Ore monogatari eğlenceli bir de Hakkenden: Touhou Hakken Ibun bence ilgini çeker ^^

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...