12 Mayıs 2013 Pazar

A Battle Of Wits: Mo gong




Sıra gelmişti bu 2006 yapımı Jacob Cheung Chi-Leung' un yönetmenliğini yaptığı Hong Kong filmine.
Bu filmle ilgili duygu ve düşüncelerim karışık biraz bakalım nasıl toparlayacağım?

Öncelikle şunu söylemeliyim ki ilk sahnede Choi Siwon' u gördüğümde dumur oldum ve yaklaşık bir beş dakika "ahaha ne alaka lan Liang Shi olarak Siwon görmek?" diyerek filmi takip edemedim.Ne yalan söyleyeyim ilerleyen dakikalarda da alışamadım çabucak.

Siwon dışında, Andy Lau, Fan Bing Bing ( bu ikisi kadrolu ikili oldu, bir alana ikincisi bedava gibi bir  kampanya mı anlamadım! :)  hangi filmi izlesem bu ikisi. ), Nicky Wu, Ahn Sung Ki (işte bir Koreli daha...) barındıran film ülkesel çeşitliliğe  Çince konuşan bir siyah ekleyerek yelpazeyi daha da genişletmiş.

Gelelim filmin konusuna: Savaşan devletler döneminde Zhaou, Yan devletine saldıracaktır, yolu üzerinde yer alan küçük bir devlet olan Liang' ı da ortadan kaldırmak niyetindedir. Seferin başında Zhaou' nun adı sanı hatırla anılır komutanlarından Xiang Yanzhang bulunmaktadır. Liang küçük bir devlet olduğundan Zhaou' nun hayvani ordusuna karşı durabilecek durumu pek mümkün değildir bu nedenle Mozi'den (yani Mohist Okuldan) yardım istemişlerdir. Devletin keyif düşkünü hafif alkolik kralı Liang zaman zaman duruma dahil zaman zaman zevk-ü sefadadır.



Zhaou ordusu kapıya dayandığında Mozi' den 1 kişilik yardım gelir. Mohist Ge Li ( Andy Lau). Tek başına şehri savunacaktır. Bu noktada aksiyon beklemeyin. Önceliği halkı, kendisinde şüphe eden kraliyet ailesi  ve yetkililerini teslim olmak yerine direnmeye ikna etmeye verir. Sonra da şehri savunma üzerine sistemlerini geliştirir.


Zhaou üzerinde başarı sağladıkça Ge Li' nin popüleritesi artmaya başlar. Adı Kral Liang' dan önce anılır olur işin dahası Liang Shi (Siwon)  yani prenste Ge Li' yi takdir etmektedir. Zhaou ordusu da geri çekilince filmde  ikinci bölüm başlar. Köprüyü geçene kadar ayıya dayı dedik diyen Kral Ling,  Ge Li ve destekçilerinin ortadan kaldırılmasını en birinci generali General Niu' ya emreder ve durup duruken yine ortada bir kan fırtınası oluşur. Şehrin savunmasında başarıyla savaşmış pek çok asker, konudan  habersiz halk yine yalan olmaya başlar.



Bu esnada Zhao ordusu şehre tekrar saldırınca olanlar olur diyip geçiyorum ortamı spoilera bulamayayım.


Atlamadan geçmeyeyim,  filmin esası Hideki Mori' nin mangasına dayanıyor. Mangayı okumadığım için film birebir manga yorumumu falan bilmiyorum ve burada sadece filmi ele alıyorum.

Atlanmaması gereken bir diğer konuda filmin müziklerinin Kenji Kawai' ye ait olması. Filmde kendilerini size hissetirecekler merak etmeyin :)

Karakterler ve karakterlerin dönüşümünde bir eğretilik var bence. Halktan sürekli konum değiştiren, kaçmaya çalışan sıradan insanlardan bahsetmiyorum ki tavırları doğal ama prensin "kafanı kıracağım Ge Li"'  den nasıl Ge Li fanına döndüğü, Kral' ın gelişimi, Ge Li' nin dönüşümü biraz havada sanki ya neyse...

Bu arada filmdeki adamım Zi Yuan' dır. (Nicky Wu) Eleman orta dünyada olsa okçuluğu nedeniyle Legolas olurmuş o derece!!  Ayrıca etik değerlere bağlı, saygıdeğer bir generaldir kendisi. Bu düşüncelerimde uzun uzun saçlarının hiç etkisi yok gerçekten :))

(Mohist öğretinin iki önemli kuralından bir tanesi "Evrensel Sevgi"' dir. Film müziklerinden Kenji Kawai' nin parçası; Universal Love)



Bunun dışında bir yere kadar film gidiyor ama Zhaou çekiliyoruz dediği anda sanki odak dağılıyor biraz. haaa bu arada dağılan odaklar yalan yanlış şeyler mi?  hayır, değil!!


Yani kralın dışarıdan gelen birinin popülerliğinin artmasını kıskanması, kaprisleri nedeniyle nasıl olsa tehlike geçti diye değerli savaşçılarını ortadan kaldırması, halkı umursamadan gebertmesi, dışarıdan gelen adamı öldürtmeye çalışması, devleti barışçıl şekilde değil, kazanmak için herşey mübahtır diyerek elinde tutmaya yönelik  adımlar atması olmayacak şeyler, bilinmedik durumlar değil. 

Ya da Ge Li ve diğer insanların savaşta etik değerleri sorgulaması da sorun değil amma velakin bir sürü düşünce havada kalıyor sanki. Çok fazla odak aynı anda ele alınınca çoğu sonuna varmıyor ya da yeteri ilgiyi göremiyor gibi.

Bir parantez açarak değineyim Zhaou komutanı Xiang Yanzhang saygı duyulası bir komutandır, o şekilde resmedilmiş bana göre hele ki tipsiz ve karaktersiz Kral Liang ın yanında...

Diğer nokta Mohism olayı. Şimdi zaten film uçanlı kaçanlı bir film değil bunun yerine şehirin savunulmasına ve savaşın insanlar üzerindeki etkisine ve "savaş kötüdür" söylemine dayandırılmış.Filmin adıda Mohizm' in baz alındığını bildiriyor,  Ge Li bir Mohist bu nedenle Mohist öğretiye de filmde sık sık değiniliyor, buraya kadar tamam...

Mohist öğretide denilir ki;  bir kral ya da yönetici yeteneklere önem vermeli, sırf ailenin kanını taşıyor diye görevlere kan bağı olanları getirmemeli, memurlar yeteneksiz ve beceriksizse onlara torpil yapmamalı bunun yerine etrafına yetenekli insanları toplamalı ve onlara değer vermeli. 

Bu noktada Ge Li nin prense " prens olduğunuz için en iyi okçu, en iyi atabinen, en iyi savaşçı sizsiniz" diyerek mesaj vermesi  anlamlı... fakat ilerleyen noktalarda Ge Li bile Mohizm ile ilgili ikilemlerini yaşıyor. Ki aslında Mo - zi Liang' ın isteğine eleman ya da yardım göndermeyi reddetmiştir de Ge Li kendiliğinden gelmiştir anlattığına göre. Mohism pasifisttir, saldırıya karşıdır ama yönetim için ideal bir felsefese midir falan filan bunlar filmde değinilmesine rağmen kurguya yedirilip oturtulamayan ve havada kalan sorunlar. Sonuç olarak Mozi, Mohist öğreti şöyle der böyle der lafları sık sık geçiyor filmde ama yön  eylemde pek yerini bulmuyor bana kalırsa.


(Film müziklerinden ve kapanış parçası. Kenji Kawai elinden çıkma;)


Hele ki siyah eleman ile Ge Li' nin bir diyaloğu var ki bir süre durdum filmi izlerken.

Siyah eleman diyor ki; "Siz Mohistler evrensel sevgiden bahsediyorsunuz cart curt ama sonuçta kimi seveceğinizi bilemiyorsunuz." ( Çincesini bir iki kere dinledim, ingilizce çevirisi doğru geldi)

Ge Li duruyor diyor ki;" dur o zaman ben sevdiğimi kurtarmaya gideyim!"

Ben burada ufak bir dumura uğradım ne yalan söyleyeyim...

Noktayı siyah elema koydu oldu ...

Tüm bunlara rağmen film "savaş kötüdür" söylemini dikte etmeden, sıkmadan, estetik şekilde resmen bağırıyor... Bu yönden başarılı.

Filmle ilgili olarak kafam hala karışık. Kötü olarak düşündüğümden değil, bana göre sorunun nerede olduğunu bulamamamdan... İzlenecek filmler arasına girmeli ilgilenenler için...

(Not: Bir gün umuyorum, zaman bulacağım ve tembellik yapmayacağım böylece şu bloga mohizm ve diğer düşünce okulları üzerine uzun ve derin yazılar ekleyeceğim)



Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...