31 Mart 2012 Cumartesi

ÇAMAŞIR MAKİNESİ: Darth Makine' ye Veda...

Elektirkli ev aletleriyle başarılı(!) ilişkilerim devam ediyor... En son buzdolabı olayından sonra irili ufaklı çeşitlli olaylar atlatarak hayatıma devam ettim. Bu yazının sebebi ise çoooook sevdiğim çamaşır makinesinin yokoluşa attığı adımdır ancak aşağıdaki sebeplerden de anlaşılacağı üzerine hiç cıvımıyorum ve saygıyla yazıya devam ediyorum...

Öncelikle bu acı(!) olay için SS501' den Bye Bye geliyor...



Aslında hedefim sadece bu parçayı paylaşmakken gece rüyama girip "ayağını denk al" mesajını vermesi nedeniyle daha ağır ve oturaklı davranıp kendisine bir de J-Rock dünyasında uzun yıllardan beri varlığını devam ettiren ve benim de pek bir sevdiğim L' arc en Ciel armağan etmeye karar verdim.




Bu çamaşır makinesi ile ilişkimiz aslında oldukça normal başlamıştı. Mesafeli ve saygıya dayalıydı. Ben işim olmadıkça onu rahatsız etmezdim o da boş vakitlerinde kendince takılırdı ama bir süre sonra bir isyankar olmaya başladı. Çamaşır yıkarken orası burası oynamaya ve zamanla içindeki suyu kapağından doğru banyoya kusmaya başladı. İlk zamanlar hastadır dedim dokunmadım ama ben alttan aldıkça daha da ukalalaştı artık çamaşır yıkamak bir eziyete dönmüştü. taa ki o güne kadar... Yine banyoyu su basmış ve ben bir elimde süpürge suları ittirmeye çalışırken ve bir yandan da suçum neydi benim diye isyan ederken o sesi duydum;

" sen çok gebeşsin, bu kıyaklarımı unutma! formda kalman için sana egzersiz yaptırıyorum nihahaha".

Elim ayağım dolaşmıştı sadece bir anlığına ama önemsemedim, hayata devam ettim.

Zamanla ton daha da sertleşti...

" Kör müsün ? Bak şurada su kaldı, çalış köle!!!Al sana daha fazla suuuu!!" diyerek tam ben banyoyu kurulamanın verdiği rahatlığı yaşarken fıskiye misali daha fazla su fışkırtıyor, üzerime üzerime yürüyordu.

Psikolojim bozulmuştu. Artık dünyayı ele geçirmeyi amaçlayan ve bu esnada birbirlerine verdikleri gizli sinyallerle sahiplerini öldürmeye çalışan gizli bir çamaşır makinesi örgütünün üyesi olduğunu düşünmeye başlamıştım.

Bir gün canıma tak etmişti. Ortam yine havuza dönmüşken Karete Kid' in cilala parlat tekniğini uygulayıp;

" Artık yeter hurdacıya veriyorum seni düdük!!" diye tehditkar bir tonda gürledim.
Tüm gürültü bir anda yok oldu. Sonra sanırım kendimden geçtim ki böyle mavi, mor, kırmızı, turuncu bir koridordan geçerek kendimi bir platformda buldum. Önümde her iki yana dizilerek arada bir koridor oluşturmuş yüzlerce çamaşır makinesi sıralanmıştı. Bir kruvaziyer platforma yaklaştı. Noluyoruz derken kruvaziyerin kapısı açıldı ve kapının ardında parlayan mavi ışığın önünde merdivenlerin başında arkasında siyah pelerini ile birlikte benim düdük göründü. Tüm makineler kapaklarını yep yep yaparak sanırım onu selamlıyordu. Merdivenlerden indi - nasıl indiğini göremedim - ve bana doğru yavaşça ilerlemeye başladı. Bu sırada makineler yep yepe devam ediyordu. Önümde durunca bana arkadan birşey çarptı baktım küçük merdaneli bir makine imiş. O ani darbeyle dizlerimin üzerine düştüm. "Oha noluyoruz?aaa naber düdük?" dedim ve aramızdaki diyalog - daha doğrusu ağırlıklı olarak monolog -şöyle devam etti;

Düdük: Ağzını topla!! Ben tümale galaksisinin büyük generali ve çamak gezegeninin lorduyum! Sen dizlerinin üzerinde benim sadece bir kölemsin ve burada deplasmandasın, akıllı ol!

Ben: (neredeyim??)

Düdük: burada gördüklerinin ve daha fazlasının hepsi bana itaat eder. evet gizlice bir başkaldırı planladığımızı düşünmen doğruydu. Senin o minik galaksindeki gezegenleri patlatacak çamaşır yıldızını inşa ediyoruz nihohohoho! bu plan tamamlanana kadar benim kölemsin ve ben senin evinde kalacağım. hareketlerine dikkat et, kafan kırılmasın! - bunu derken gerçekten tek kaşının kalktığını gördüm sanki -

Nutkum tutuldu, ağzımı açamamıştım. Tam açıp yep yep demeye çalışıyordum ki teker teker pat pat pat sesleri çıkarmaya başladılar. Ses o kadar korkunçtu ki bayılmışım kendime geldiğimde yine banyodaydım.

Gerçekliğine kanaat getiremediğim bu durum nedeniyle düdüğü atmayı erteledim ancak hala banyoya girdiğimde kötü bakışlarını üzerimde hissediyor tırstığımdan saygıda kusur etmiyordum ancak her gün elektrikli süpürgeye sarılıyor ve alaaddin' in sihirli lambası gibi onu okşuyor ve içinden çıkacak "Tawannanna tek umudum sensin..." temalı mesajı bekliyordum.

Taaki bu haftaya kadar... Sonunda cesaretimi toplayıp ondan kurtuldum. Yeni gelene sesleniyorum Shinee ile. K-pop' un cıvıltısıyla...



Şu anda bu videoda dans eden çocuklar yerine dans eden çamaşırları görüyorum...

Gerçi bu geleninde bir suikastçi falan olup olmadığını bilemiyorum ama umudum var :)

O zaman J- Rock' ı da atlamayarak onun için seçtiğim Heidi.' nin "Hello" su da gelsin... Dinleyelim güzelleşelim...

2 yorum:

yesil1778 dedi ki...

hahahahaha bizim eski tantanacının da senin düdük önderliğinde isyan ettiğini düşünüyorum. bunlar zaman içinde belli bi yaştan sonra bunamayla beraber bu özgürlük savaşına soyunuyolar ama nafile. sen yenisine dikkat et ama yine de)))

Tawannanna dedi ki...

:)) evet evet her ne kadar şarkılarla karşılamış olsam da gözüm üstünde :)
doğalarında nir yaştan sonra isyan var sanırım :)

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...