24 Aralık 2011 Cumartesi

GOING BY THE BOOK (BAREUGE SALJA): Hayatta herşeyi ciddiye almayacaksın..



Yine tesadüf eseri denk geldiğim güzelliklerden bir tanesi bu 2007 yapımı Güney Kore filmi.

Kısaca konusuna değinmek gerekirse küçük bir şehirde trafik polisliğine düşürülmüş işinde ve hayatında beni hayatta en fazla korkutan insan tiplerinden biri olarak çok ciddi ve herşeyi ciddiye alan biri olan Jeong Do-man kendi halinde takılırken son zamanlarda pek çok banka soygunu gerçekleşmektedir. Yeni atanan emniyet müdürü, polisin zedelenen itibarını halkın gözünde arttırmak için dahihane bir fikir olarak bir soygun similasyonu yapıp bunun yerel kanallarda yayınlanması fikriyle ortaya çıkar. Soyguncu rolünü ise şehre ilk girişinde acımadan kendisine ceza kesen Do-Man' a verir ve simulasyon bir tatbikat olmaktan böylece çıkar.


Şimdi ey şef!! Adamcağız sana en başında dedi değil mi bu role beni atadığınız için pişman olabilirsiniz diye? Doğal olarak Do- Man işi oldukça ciddiye alacaktır ve olay polisin itibarını yükseltmekten ziyade ciddi mi davransak yoksa olayı kessek mi bocalamasında olan ekiplerin acizliğini ortaya koyacaktır.




Filmin eğlendirici noktası bu acizliğin teker teker ortaya güldürürerek koyması. Tatbikat için polis birimleri ile işbirliği yapan ve soygun esnasında rehine olmayı kabul eden banka müdürü, çalışanları, yaşlı adam ve öğrenci ve ayrıca bankada müşteri rolünde olan polisler ve bankada geçen sahneler ise yine oldukça eğlenceli. Bağlı, ölü, tecavüze uğradı gibi pankartları boyunlarında taşımaları, kafandan vurulmuştun bu nedenle yelek taktım kurtuldum diyen polisi öldüğüne inandırmak için birlikte kameraları izlemeleri, sonsuz işbirliği yapmaları, wu shu şampiyonu kadın dedektif ile boks şampiyonu Do Man arasındaki müsabaka için dışarıda yorum yapan emniyet sorumluları vs.. oldukça keyifli sahneler barındırıyor.




Swat ların yeteneksizliği, keskin nişancıların beceriksizliği nedeniyle insanlar sözde telef olurken televizyonların bunu yayınlayış biçimi ve gerçeği kabullenişi ise ayrıca yarıcı.





Rehinelerin araca binerken gösterdikleri başarılı gösteri ise herşeyin tuzu biberi olmuş ve Bizet / Carmen' in farklı bir yorumu fonda çalarken ve rehineler araçtan inerken ise eğlencenin dozajı yükselmiş.

Do- Man olmak zor iş. Bu arada Do- Man' ı soyguncu yapan ve işler çığırından çıkarken bile sakin kalıp anlayış gösteren şefe de saygılarımı sunuyorum. Durumla güzelce kafa bulan, keyifle izlenecek bir film.

Bu arada bu kadar eğitimli bir kadroya hayatlarının hatasını yaparak soygun düzenleyen gerçek ekibe ise salaklıklarından ötürü şefkatle yaklaşıyorum.

Son olarak kim olduğunu çıkaramadım ama kameraman çocuk da estetik anlamda filme katkıda bulunmuş. İyi seçim :P

Çok keyifli ve iyi bir film.

YB Band... Parçayı da ayrıca sevdim...

2 yorum:

Neo dedi ki...

Tam da bu filme zıt bir başlık atmışsın :) Adamın yaptıkları kırıp geçirmişti beni.

Tawannanna dedi ki...

Doğru diyorsun, filme zıt bir başlık attım :) Elemanla bir alıp vermediğim yok aksine yaptıkları beni de kırıp geçirdi. Zaten elemanın bu duruşu olmasa diğerleriyle çelişkisi ve akabindeki zıtlıklar ve ortaya çıkan beceriksizlikler oluşmazdı.
Başlık her ne kadar sanki elemana karşı negatif bir duruş gibi gözükse de aslında atıf bu eleman kadar yaptıklarının arkasında durmaktan uzak, oldukça tutarsız fakat her şeyi çok ciddiye alırmış gibi görünen gerçekteki yansımalarınaydı. Ben bunu yaparken filmi harcamış gibi olmuşum gerçi :)

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...