Vidalarımın gevşediği ve moralimin çok bozuk olduğu bir günün sonunda - öyle ki sinir bozukluğundan gülme krizine bile girmiştim gün içinde etrafımdaki canlıların şaşkın bakışları arasında- yolda boş boş yürürken ayaklarımın beni 150 000 kişilik futbol stadına getirdiğini farketmemişim. İçerisi gelen seslerden anlaşılacağı üzere çok kalabalık olmalıydı. İşin ilginci etrafta giriş kapısını bulabilmek için koşturan insanların kadın ağırlıklı olmasıydı. O esnada köşeden " pştt pştt" diye seslenen karaborsacı amca;
"Az önce bana lotodan büyük ikramiye çıktı, bu karaborsacılık işine tövbe ediyorum. Elimde kalan son bileti al sana veriyorum" dedi ve ninjavari bir şekilde dumanlar arasında yok oldu.
Bu işte bir gariplik var ama hadi neyse diye giriş kapısının yolunu tutarken bir yandan da bileti inceliyor, "ne maçı var ki acaba?" diye düşünüyordum.
Sonra gözlerim milyonlarca galaksinin içinde barınan milyarlarca yıldız ışıltısında parladı.
K-pop üyeleri, Koreli aktörlere karşıydı!!!! Bir nevi klasik tabirle oppalar kapışıyor futbol müsabakasında kendimi bulabileceğim aklımın ucuna gelmezdi !...
Yerimi aradım durdum, içerisi oldukça renkliydi bu arada. Bir baktım benim koltuk kale arkasının en üstünde... Karaborsaya tövbe eden karaborsacı adamın hediye edeceği bilet bu kadar olur zaten dedim kendi kendime. Gittim, koltuğun üzerinde cup noodle. "Bu ne ki ?" dedim. Önde oturan kızlar "Oppa oppa en büyük oppa bizim oppa" diye halay çekerken elime bir kağıt verdiler. Verilen notta şöyle yazıyordu;
" Kusura bakma, tezahurat ve koreografiyi bozamıyoruz. Noodle firmasının promosyonu. Afiyet olsun. Biz de yedik bizim koltuktakileri "
Bu gelişmenin iyi mi kötü mü olduğuna karar veremeden oturdum koltuğa..."Dürbün getirseydim bari" diye düşünürken yanımda "Oppa Oppa" adlı koreografiyi sergileyen hatunun olası darbelerinden korunmak için biraz ilerisinde durmaya gayret gösteren hayatından bezmiş çocuk; "Biz kamera ve evden LCD televizyonu getirdik, kuracağız buraya. Sen de buradan izlersin" dedi. Bu arada kız gözünde şimşekler çakarak bana döndü; "Sakın oppama üç saniyeden fazla bakma ekranda" dedi.O an soramadım " 22 oppadan hangisi seninki kardeş?" diye o yüzden" Eywallah" dedim. Sonra kız "şaka yaptım" dedi. Hepimiz kardeşiz adlı parçasına geçti.
Tam oturup noodlemı açacakken eski dostum, ünlü spor spikeri 150 000 kişilik stadta karşılaşmayı sunacağı noktadan beni görüp el salladı. İki dakika sonra kağıttan bir uçak ayaklarımın önünde belirdi.
"Buraya gel, karşılaşmayı beraber sunalım. Hem sen kim kimdir seçebiliyorsun, yardımcı olursun. Ben de bu arada ikinci el arabalara bakarım" yazıyordu.
Bu fırsat kaçmazdı! Hemen oraya doğru yol aldım. Sahayı gayet yakın ve net görebilen bu noktaya ulaşmak için 15 farklı grupla halay çektim, 20 farklı grupla tezahürat yaptım.
Oraya ulaşınca öncelikle elime ilk 11 leri verdiler.
K-POP TAKIMI
Kaleci: Kadroyu kuran kaleye Chang Min'i (
DBSK) almıştı.
Chang Min, geniş kulaklarıyla meşin yuvarlaktan gelen sesleri duyacak şekilde kendini geliştirmişti. Ayrıca hayvani tiz bir sesi olduğu için gelen atakları ve şutları sololarıyla savuşturabilecek yeteneğe sahipti. Ne yazık ki bizler takdir etmesek de kendine 2 beden büyük gelen vatkalı ceketini giydiğinden kalesini dolduran bir rugby oyuncusuna benziyordu( rugby ve kaleci ilişkisi hahahahah) Genç, atletik ve yetenekliydi...
Defans üçlüsü: Bu üçlünün ortasında
Yunho yer alıyordu. Liderliğe alışkın yapısı, atikliğiyle iyi bir organizatör, tehlikeyi sezen bir oyuncuydu. Maç esnasında tribünlerden bir ayının attığı pet şişe kafasına isabet edince bir an baygınlık geçirdi. O anlarda stadda büyük bir sessizlik oldu. Bu esnada güvenlik güçleri suçluyu fan girllerin linç girişiminden güçlükle kurtardı. Pet şişeyi atan kişinin bir Türk olduğu ortaya çıktı. İfadesinde "Ben bizim oradaki derbilerden biri sanmıştım, baktım tüm oyuncular çekik gözlü, hepsi aynı. Bizde adettir, sinirlendim, el alışkanlığıyla fırlattım şişeyi "dedi.
Fan girller yakasını bırakmadı. Bu arada
Yunho maç sonrasında konuyla ilgili sorular üzerine yaptığı açıklamada olgun bir tavır sergileyerek;
" Arkadaşı gördüm, genç bir arkadaş. Benden özür diledi. Hatalı bir hareket yaptı ama hatasını anlayacağını umuyorum, bir daha bu tarz bir girişimde bulunmayacağını düşünerek şikayetçi olmayacağım" dedi.
Yunho' nun solunda
K-POP vs J-POP karşılaşmasında kadroya giremediği için ağlama krizine giren Kyuhkun'a (
Super Junior) yer verilmişti. Röportajlarında çok çalışacağını belirtmiş. Defansın sağ tarafında ise Hyun Jun (
SS501) yer alıyordu.
Orta Beşli: Orta beşlinin ortasında aynı zamanda takım kaptanı olan
Bi Rain oynuyordu. Fazla söze gerek yok sanırım. Organizatörlüğü, dans olayında tanıklık ettiğimiz tekniği, kıvraklığı ve oyun zekasıyla takım için daha iyi bir kaptan düşünülemezdi. Aynı zamanda futbol otoriteleri Bi Rain'in
şu klibinde sergilediği tekniklerden üçünü sahada üst üste uygulaması durumunda tribünlerdeki kaç yüz bin seyircinin aynı anda fenalık geçireceğine dair bahis oynuyordu.
Bi Rain' in solunda Yoochun (
JYJ) sağ tarafında ise Young Saeong( SS501) yer alıyordu.
Sağ kanat ise
Jae' ye teslim edilmişti. Yırtıcı, zaman zaman zarif tekniği ile kanatlardan bindirmeler yapmasına kesin gözüyle bakılıyordu. Karşısında rakip takımdan JGS' nin olması tribündekileri çıldırtmaya yetmişti gerçi. İkisinin de gülümseme tekniği çok güçlüydü. Çok dişli bir karşılaşma olacaktı. Maç boyunca bu ikisinin karşılık düet yaptığı ama birlikte şarkı söylerken ikili mücadeleyi de bırakmadığı görüldü. Kapılarda bekletilen ambulanslar seyircilere yetmedi.
K-POP orta sahasının sol kanadı Park Jungmin' e teslim edilmişti. (SS501)
Forvet: İleri ikilide Junsu (JYJ) ve T.O.P (
Big bang)yer alıyordu.
İkisi de atletik yapılı, atak, çevik ve tekniktiler. K-Pop takımı ikisinden de çok şey bekliyordu. Ayrıca Junsu' nun suratını büzme tekniğinin karşı takım kalecisinin üzerinde etkili olup olmayacağı merak konusuydu. En büyük beklenti ve merak konusu ise bu ikisi gol attıktan sonra gol atanın önderliğinde sergilenecek gol sevinci koreografisiydi.
Bu arada soyunma odasından aldığım duyumlara göre Junsu ve TOP' a bir kısım taraftar not göndermiş ve maç günü ikisinin de saçının sarı olmaması rica etmiş. Junsu ve TOP aralarında yazı tura atarak kimin sarı saçlı kalacağına karar vermişler.
KORELİ AKTÖRLER TAKIMI:
Kaleci: Kalede
Hang Jung Soo yer alıyordu. Muazzam yapısı, dizilerde sergilediği çevikliği ve deneyimiyle Koreli Aktörler Takımı, kaleyi emin ellere teslim ettiğini düşünüyordu.
Defans Üçlüsü: Defans üçlüsünün ortasında
Gong Yoo yer alıyordu. Efendi, naif ama teknik. Defans ekibini başarıyla yönlendireceğine inanılıyordu. Solunda
Uhm Tae Woong, sağında ise Kim Nam Gil yer alıyordu.
Soyunma odasından gelen dedikodulara göre ilk yarı boyunca
Uhm Tae Woong ve Kim Nam Gil birbirlerine Yooşin ve Bidam diye seslenerek
(Muhteşem Kraliçe' nin etkisinde kalmışlar) sen bana şunu yaptın, sen Dog Man'ı kaptın diye tartışmaya girmişler. Hatta Uhm Tae demiş ki; "
Mishıl' ın oğlu, tahtın varisi olabilirsin ama ben de azimle kayaları yardım!", Kim Nam Gil' de şöyle yanıt vermiş; "Yardın da ne oldu? Bire karşı 50 kişi kavgaya girilir mi, raconun bu mu oğlum?". Devre arasında Gong Yoo muhteşem gülümsemesini bozmadan ikisini barıştırmış.
Orta Beşli: Orta beşlinin ortasında takım kaptanı olacak şekilde
Bae Yonh Jun yer alıyordu. Yaşının ileri olması dezavantaj olarak görülse de maç esnasında gayet formda olduğunu ispatladı. Gülümsemesi yüzünden hiç eksilmedi. Sağında
Hyun Bin yer aldı. Yoochun ile karşılıklı gülüşüp ara ara gamze yarışına girdiler.
Solunda ise Lee Minho oynuyordu...
Orta sahanın sol kanadı
JGS' ye emanet edilmişti. Gözlerine sürme çekip Jae' yi korkutma girişimine Jae de gözlerine sürme çekerek karşılık verdi. Maç bitiminde
JGS dekolte formasını Jae' ye verirken, Jae' de ışıltılı kramponlarını
JGS' ye verdi.
Sağ kanat ise Lee Jun Ki' ye emanet edilmişti. Hızı ve estetiği ile tribünleri kendine hayran bırakırken bir ara sıcak nedeniyle yelpazesini çıkarıp yelpaze dansı yapmaktan da geri durmadı.
Forvet: İleri ikilide
Kang Dong Won ve
Jong Hyuk oynuyordu.
Kang Dong Won o güzel bakışlarıyla her tribüne döndüğünde ambulans sirenlerinin seslerinde artış oldu. Gayet estetik, atik ve zekice oyun anlayışıyla başarılı bir performans ortaya koydu. Hava toplarına oldukça hakimdi.
Jang Hyuk ise kendinden beklendiği şekilde forvette oldukça hızlı ve yırtıcı idi. Chuno' nun etkisinde kalmış olacak ki ataklar esnasında " Ben Lee DaeGiiiiilliiiim" diye hönkürdüğü sıklıkla duyuldu.
K-pop takımı daha genç bir yaş ortalamasına sahip olduğundan ötürü daha enerjik ve deli doluydu. Aktörler takımı ise yaş ortalamasının daha yüksek olmasını deneyimleriyle avantaja çeviriyordu...
Maçtan kareleri ve maçın akışını sizlere daha sonra bildireceğim... Ama maç başlangıcında ben de düşünüyordum; kazanan kim olur acaba? Kim olur ki?