27 Eylül 2012 Perşembe
昨天 : ...
Düne özel olarak kendime Cowboy Bebop' ın harika parçalarından aşağıdaki üçünü hediye ediyorum :))
The Real Folk Blues...
Blue...
Live in Baghdad...
23 Eylül 2012 Pazar
QUARTET: Bir J-Drama
Bu 9 bölümlük J-drama benim " başladın madem o zaman bitirmelisin" kategorimde yer alıyor.
Gereğinden fazla uzatılmış, pek çekici olmayan ve çoğu zaman anlamsız oyunculuklar barındıran bu diziyi çok bol vakti olanlara tavsiye edebilirim ancak.
Shun (Fukuda Saki), Takeru ( Matsushita Yuya) ve Kasumi (Watanabe Natsuna ) sorunlu ve kötü geçmişi olan üç genç olarak, hayatın onlara attığı kazık sonucu kendi başlarına intikam diye takılmakta ve Tskumoto denilen psikopattan intikam alma planları yapmaktadırlar Yine bir sorun nedeniyle takıntılı hale gelmiş polis Kuchinawa( Kamikawa Takaya) tarafından toplanıp organize edilerek, o psikopattan intikam almak üzere birlikte çalışmaya başlarlar.
Haritada yer almayan, Çinli kaçakların yaşadığı bölgeye sızarak koşturup dururlar ki bu mekanda ve özellikle fabrikada vahşi olaylar dönmektedir.
Böyle takılırlar işte...Dizinin güzel tarafı İngilizce, Japonca ve Çinceyi bir arada duyabilmeniz ama bir süre sonra bayıyor.
Oyunculuklar dahası karakterler havada özellikle Kuchinawa' ya anlam vermek mümkün değil.
Ayrıca biri kollarınızda kan kaybından ölürken mal mal bakmakta ayrı bir tepki olsa gerek.
Son olarak kapanış parçası Matsushita Yuya' nın "Paradise" ı diziye hiç gitmemiş.
22 Eylül 2012 Cumartesi
N.EX.T: Bayıldığım K-Rock Grubu...
Üniversite yıllarımda Koreli bir arkadaşım bir gün "sen Uzakdoğu müziklerini seviyorsun, al bunu bir dinle" diye bana bir kaset vermişti. ( O zamanlar henüz cd çağına yeni geçiş yapılıyordu) Elime aldığım sarı bir kasetti, üzerinde okuyabildiğim tek kelime N.EX.T' ti. Sağolsun sadece kaseti verdiği için kabını da görmek mümkün olmamıştı. Sonradan N.EX.T' in bu albümünün "The Return Of N.EX.T Part 1 - The Being Live Concert Chapter 1" olduğunu öğrenme başarısını gösterdim.
Rock grubu dediğime bakmayın, kolay geldiği için böyle yapıştırıverdim rock kelimesini çünkü N.EX.T in yelpazesi metalden rock a değişip duruyor, bir etiket yapıştırmak mümkün değil. 1992 yılında kurulan grup 1997 de dağıldıktan sonra 2003 de tekrar birleşerek müzik yapmaya devam ediyor. Üretken bir grup olduğu söylenebilir.
Dönelim o zamana; kasedi aldım ve koydum walkmane... Karşıma çıkan ilk parça Destruction Of The Shell di...
Böylece o kaset yaklaşık altı ay o walkman den çıkmadı :)
Arkadaş sordu bir kaç gün sonra, nasıl buldun diye? Bayıldım ben de biraz daha kalsın dedikten sonra sanırım bir yılı aşkın süre ben de kaldı. Muhtemelen verdiğine pişman olmuştur :) Bu esnada beğendim dediğim için bana torbalar dolusu cd kaset getirdi... Kore, Japon, Çin grupları filmleriyle dolu. Çaktırmadım ama eve gidip bu torbalara gizlice my preciouss muamelesi yaptım :)) -Koreceyi hala öğrenemedim ama sanırım Japonca ve Çincenin temellerini o zamanlarda bu filmleri orijinal dillerinden seyrederken attım :P -
Yine bir gün kulağımda kulaklıklar aynı albümü dinleyerek otobüs ile okula gidiyorum. Love Story' nin coverı bulunuyor albümde...Farketmedim ama herhalde ses çok açıktı, parçayı başa sarıp elektro gitarın keyfini çıkarıyorum... Arkamda oturan iki çocuğun benim hakkımda konuştuklarını farkettim. Gerçi ses çok açıksa ben onların konuşmalarını nasıl duyuyordum? yarım saatir aynı şeyi dinliyor dı dı dı dııınnn diye geyik yapıyorlardı... Yanımda oturan teyzeye baktım. kafasını ritmik bir şekilde bir sağa bir sola yatırıyordu. "pardon sesi fazla açıkmış sanırım kapatıyorum kusura bakmayın" dedim. Kadın güldü yok yok açık kalsın çok sevdim dedi... Öylece okula gittim işte...
O arkadaş sağolsun zaman ilerledikçe ve eline yeni N.EX.T albümleri geçtikçe beni de beslemeye devam etti...
N.EX.T in yayınlanan çok albümü var ama bu yazıda özellikle kendi dinlediğim ilk albümün sınırlarının dışına çıkmamaya gayret gösteriyorum. Diğer albümler başka yazıların konusu olsun...
The dreamer... Aslında 94 tarihli "The Return Of N.EX.T Part 1 - The Being" albümünde yer alıyor ama live albümdede bulunuyor...
Böylece bu yazıyla N.EX.T e ufak bir giriş yapmış oldum ancak yazıyı bitirmeden Lazenca : A Space Rock opera adlı benim için harika albümde yer alan" Lazenca, Save us" a değinmeden geçemezdim. Buyrunuz...
Eğer Kore ye giderseniz belli bir yaş üzerindekilere N.EX.T ten bahsedebilirsiniz. Seul de denedim onayladım..
Canlısını da ekleyelim...
16 Eylül 2012 Pazar
Qin' s Moon: Qin Shi Ming Yue... Birinci Sezon
Storm Rider - Clash Of Evils' dan sonra diğer bir Çin yapımı animeye sıra geldi; Qin's Moon.
Şu ana kadar bildiğim 4 sezonu yayınlanan seri aynı isimli romandan uyarlama. Doğal olarak roman uyarlaması olduğu için birbirinden hoş karakterler ve gelişen bir olay öyküsüne sahip.
Birinci sezon 10 bölüm. Japoncadan sonra Çince (Mandarin) konuşan karakterler garip gelebilir bir an ama dert edilmemeli. Bu 10 bölümde daha çok hikayenin geçtiği döneme ve yavaştan karakterlere, kim kimdir olayına giriş yapılıyor...
Hikaye Qin Hanedanlığı döneminde geçiyor. Qin Hanedanının İmparatoru büyük hayali gerçekleştirmek için bölgede bulunan diğer 6 hanedalığı kendi çatısı altında toplamak için ortama girişiyor ve bu hayalinin önünde duran herkesi ve herşeyi yok ediyor. Han, Wei, Yan vs...gibi tüm krallıklar teker teker yok oluyor. Doğal olarak bu duruma direnişler gerçekleşiyor. Çin tarihinin uzmanı değilim ama son yıllarda konuyla ilgili ya da bu dönemi ele alan filmlere göz atmış olanların bir fikrinin olabileceği bir dönem. Örnek olarak, The Emperor and the Assassin, Jet Li' nin Hero' su, ufakta olsa Jackie Chan' ın Little Big Soldier' ının döngüsü vs verilebilir.
Bu dönemin bir diğer özelliği ise tek çatı altında birleştirilme nedeniyle yüz düşünce okuluna dair tüm kitapların yakılması. Benim bildiğim tarihte ilk toplu kitap yakma eylemi... Tarih boyunca devamında çeşitli örnekler bizim de yabancı olmadığımız şekilde gerçekleştirildi bilindiği gibi. Konfüçyüsçülük ilerleyen yıllarda kendini toparlıyor ancak yüz düşünce altındaki pek çok okulun eserleri bir daha geri dönmemecesine tarihten yok oluyor.
Hikayeye dönelim, diğer krallıklar Qin İmparatoru' nun bu planını engellemek için bir suikastçi gönderirler ancak bu girişim başarısız olur ve nedense Qin İmparatoru suikastçinin 8 yaşındaki oğlunun peşine düşer. Çocuk, İmparatorluğun başka bir suikastçisi tarafından evlat edinilir ve ikisi birlikte Qin imparatorluğundan kaçarlar ve yolculukları başlar. Bu yolculuk esnasında hem iyi hem kötü pek çok karakterle karşılaşırlar.
Jing Tianming: Bahsettiğimiz bu çocuk oluyor kendisi. Eğlenceli, şapsal ama özünde zeki bir velet bu. 12 yaşlarında, dünyadan habersiz bir çocuk. İlk başlarda kendisini evlat alan Ge Nie' nin babası olduğunu düşünse bile daha sonra onu amcası olarak kabulleniyor. Ying Yang okulu tarafından ne zaman olduğunu bilmediğimiz bir dönemde lanetlenmiş. Bu lanet birini çıldırtabilecek bir lanet ancak etkisi bu sezonda pek görülmüyor. Her ne kadar salak ve umursamaz görünse bile alttan alta cesur, pratik bir zekaya sahip. Öğrenmeye aç olsa da algılamakta biraz sıkıntısı oluyor. Yemeğe düşkün. Sonuç olarak çok sevimli. Yu er' a tutkun belki de ilk gördüğü andan itibaren. Bu tutkusu oldukça saf. Bir bölümde Yu er geçmişi nedeniyle biraz sarsıldıktan sonra bir gökkuşağı çıkıyor. Tianming ilk kez gökkuşağını gördüğüne bu kadar seviniyor ve mutlu oluyor çünkü o kısa saniyelerde Yu er' ın kendisini üzen geçmişinden bir an olsa da kurtulduğunu, gözlerindeki ışığın tekrar geri gördüğünü düşünüyor. Şeker bir şey.
Ge Nie: Jing Tianming' i evlat edinen, cool amca. Bir zamanlar Qin İmparatorunun suikastçisi. Ne oldu da Tiaming' i aldı bilemiyoruz ama babasına verdiği bir söz olduğunu söylüyor. Rainbow Abyss adlı tüm kılıçlar içinde ikinci sırada yer alan bir kılıcı kullanan martial art dahisi. Gui Gu okulunda (ghost valley), Wei Zhuan ile birlikte eğitim görmüş. Bu elemanın geçmişi nedeniyle her taraftan kendisinden nefret eden pek çok insan bulunmakta. Göründüğü kadarıyla güçlü olmanın ne demek olduğunu bilen, akıllı, mantıklı bir eleman. Okulunun geleneği olarak, ustaları hayatı boyunca iki tane öğrenci alıyor ve ikisi daha baştan rakip oluyor çünkü sadece bir tanesi yaşayabilir, Wei Zhuan ile rakip.
Gao Yue (Yu er): Aslında Yan Hanedanının prensesi... oldukça akıllı, sevimli, nazik bir kız.
Xiang Shaoyu: Chun hanedanlığından bir eleman, kabilesi en güçlülerinden. 14 yaşındaki bu velet Tianming' in ilk arkadaşı belkide.
Duanmu Rong: Yu er' ı korumakla görevli eleman. İyileştime konusunda Mohist okulun en iyilerinden.
Wei Zhuang: Ge Nie' den ölesiye nefret eden bu eleman kendi suikatçi ordusunu kurmuş. Altında birbirinden sayko eleman bulunmakta. Seride bir ksımını görüyoruz ki bana kalırsa içlerinde en karizması White Phoneix dir. Karizma bir amca. Parayı veren için çalışmakta. Mohist okulun son liderini kendi elleriyle öldürdüğü söylenmekte. Han Krallığından gelmekte.
Bunlar sadece bazıları...
Serinin açılış parçası... (Moonlight /Anson Hu)
Hikayenin gidişatında iyi ya da kötü, doğru ya da yanlış pek çok düşünce birbiriyle çarpışıyor.
Misal Mohist okulun Makine Köyü diye kabaca çevireceğim bir saklı kenti bulunmakta. Qin İmparatoru bunu öğrendiğinde deliriyor. Bu topraklarda Qin Kanunlarının geçmediği bir bölge ha!!!
Ben bu 7 krallık birbiriyle savaşmasın, kan dökmesin, diller farklı olduğu için yanlış anlaşılma olmasın, yazılar farklı olduğu için anlaşılmazlıklar yaşanmasın diye hepsini dize getirdim, tek dil yarattım... ama hala böyle bir bölge var ha!!! diyerek dellenmesinin karşısında farklı krallıklardan gelenlerin kendi kültürlerini, ailelerini vahşice kaybetmeleri karşısındaki acıları görülüyor.
Duanmu bir bölümde şöyle diyor, "bu üçüde savaşın çocukları, savaşın yetimleri. Tüm bu acıyı üzerlerinde taşımalarına rağmen yüzlerindeki gülümsemeyi görmek inanılmaz. Bu bir umut doğruyor, onlar gülümsedikçe belki gelecek nesiller huzur içinde yaşayacaklardır."
Yu er, Tiangming' e Mohist Okulunu anlatıyor bir bölümde; Mohist Okul' un iki prensibi var; savaş karşıtı olmak ve dünyayı sevmek. Tianming' in çocuk yaşta tepkisi şu oluyor. Okulun kurucusu çok düzgün ve cesur bir adammış ama savaşın olmadığı bir dünya mümkün değil...
Mohist Okul zaten bu yüzden savaştan kaçanların, savaş istemeyenlerin sığınacağı gizli bir kent inşa ediyor.
Falan filan işte... Gayet renkli bir anime bana kalırsa. Çizimleri beğendim ben genel anlamda... Diğer sezonlara gözümü çevirdim.
15 Eylül 2012 Cumartesi
Tai Chi Master: Diğer Adıyla Twin Warriors
1993 yapımı yönetmeni Yuen Woo Ping olan ve Jet Li, Michelle Yeoh, Chin Siu Ho' yu birlikte izleme olanağı tanıyan bu film bana göre en iyi Jet Li filmleri içinde ilk beşe oynar. İki tanesi hariç hepsini izlemiş biri olarak kendi listemde yeri budur. Gerçi benim listelerim ilginçtir biraz .Misal Kung Fu Cult Master ya da diğer adıyla The Evil Cult da benim için üst sıralardadır :)
Main theme...
Senaryosu basit ve gidişatın belli olması kötü yanı olarak görülse bile filmi izlettiren öğe bundan ziyade aksiyon sahneleri ve filmin görselliği. Yuen Woo Ping' in Hong Kong' un en iyi aksiyon koreograflarından biri olduğunu unutmamak lazım, damgası burada.
Filmden başka bir parça...
Kafa amuduna kalkarak uyumak ve muhabbet ederken bir yandan kafada tuğla kırmak gibi sahneleriyle zamanında zihnimi açan bu filmde dövüş sahneleri oldukça izlenesi. Diğer bir güzelliği de müzikleri. Daha henüz başlangıçta topluca tai chi yapan amcaları ve Jet Li' yi barındıran güzel bir sahne ve fonda güzel bir müzik ile giriş yapılan filmde kocamdır diye karısının kafasında sandalye kırabilecek kapasitede bir davarı arayan michelle yeoh ve diğerlerinin rastlaştığı sahne ve akabinde Michelle Yeoh ile çirkef kadının birbirlerine daldıkları sahnedeki müzikler film içinde yer alan parçalar arasındaki favori üçlümü oluşturmaktadır.
Filmin açılış sahnesi... Çin' de tai qi çalışırken izleyip gaza gelirdim :) Estetik ve uyum...
Bu da Michelle Yeoh ve çirkef kadın sahnesi... Parçanın adı Weeping Widow...
Shaolin tapınağındaki veletler sinir bozucu olmakla birlikte bu sahne de imrendiricidir. Senaryo basit vs dedik ama aslında dayandığı olay ve içinde barındırdığı bazı temel güdüler ve zıtlıklar, filmde oluşturulmuş olan ufak detaylar vs... nedeniyle izleyenlerin çıkarabileceği noktaların da olduğunu belirteyim ki sırf adamların bam güm birbirine daldığı bir film olarak düşünülmesin.
Aman da bir dövüş filmi izleyeyim, doyayım diyenlerin kaçırmaması gereken klasik filmlerden bir tanesi...
8 Eylül 2012 Cumartesi
QUICK: Hızlı Kore Filmi :P
Eğer insan, kafasını yormayacak, komik ve hızlı bir film arıyorsa bu filme göz atmasında fayda var...
2011 yapımı bu Kore filminin yönetmeni Jo Beom Gu. Lee Min Ki, Kim In Kwon, Kang Ye Won, Ko Chang Seok filmde boy göstermekteler.
Bir zaman öncesinin hızlı motorcularından şimdinin kuryelerinden olan Han Gi Su (Lee Min Ki), sıradan teslimatlarını yaptığı günlerden birinde son teslim ettiği paketi bıraktıktan bir kaç dakika sonra sağlam bir patlama olunca ucuz sıyrılır. Gelen telefon üzerine bu sefer bir pop grup üyesini konsere götürmek üzere iş alır ve o kadının eski kız arkadaşı olduğunu görünce daha bu aydınlanmanın şokunu atlatamadan başının belada olduğunu anlar, öyle ki kıza verdiği kask içindeki bomba nedeniyle gizemli kişiden gelen talimatlar doğrultusunda paketleri verilen süre içinde teslim etmeleri gerektiğine dair bir uyarı alırlar.Teslimatlarda zaman sınırlaması olduğu yetmezmiş gibi ayrıca eğer Chim Su (Kang Ye Won) kaskı çıkarırsa kafası patlayacaktır.
Böylece şehir içerisinde koşuşturma başlar. Eskinin çete üyesi şimdinin motorlu polisi olan Kim Myung-Sik ( In Kim Kwon) da polis tarafında yer alarak Chim Su' ya duyduğu karşılıksız aşk nedeniyle gaza gelmiş olarak olaylara dalmaya çalışır.
Müthiş bir kurgusu yok filmin ama Koreliler en basit ve sıradan filmlerinde bile senaryoyu unutmuyorlar iyi ki yani olaylar bir yere bağlanıyor.
Bu filmi benzer konulu Hollywood filmlerinden ayıran içindeki mizah bana kalırsa zaten film aksiyon filminden ziyade komedi filmi olarak tanımlanabilir ancak aksiyon sahnelerinin her ne kadar bir kısmı gerçeküstü olsa da hakkını vermek lazım.
Sürekli birbirine bağıran bir çift, sürekli kadının adını haykıran beceriksiz polis, her zaman olduğu gibi olayları anlamakta geciken polisler, bir sürü araba ve motorsiklet sahnesi, patlayan bombalar ve eğlenceli sahneler...Matrix' in şu meşhur sahnesiyle de oldukça kafayı bulmuşlar.
Karayolundaki motor sahneleri evet ancak binadan binaya motorsikletle geçiş sahnelerinde Chim Su' nun yerinde olmak istemezdim şahsen ve tüneldeki motorsiklet aksiyonundan sonra ben de aynen polis gibi tepki verdim ve olayı oldukça estetik buldum, ayrıca polis şefi olan, gayet insancıl ve silahlara hayır diyen amcaya da hakkını veriyorum şu yazıda...
Bunun dışında konser bölümü başlı başına ayrı bir olaydır bana kalırsa :) Ayrıca Kore gruplarının karizması bir başka oluyormuş öyleki otoyolda son sürat giderken size nişan almış birine merhaba deseniz bile sıyırıyorsunuz :P
(Film içinde seslendirilen Crazy Boy, eğlenceli parça, catchy sanki?)
Film aynı zamanda sürücülere otoyollarda motorsikletlere dikkat etmeleri ve motor kullanaların neden kask ve koruyucu takmalarının gerekli olduğu konusunda da ufaktan mesajlar göndermekte. Bu arada sahne arkası çekimlerini izlerken hafiften sinirlerim bozulmadı desem yalan olur...
İnsan film arşivini açtığında benzer konulu pek çok film bulabilir. Bazı konularla kafayı bulan, kovalamaca dolu, araba ve motorsiklet aksiyonlarıyla dolu, kafa yormayan ve en önemlisi eğlenceli bir film izlemek isteyenler bu filme göz atmalılar derim...
Etiketler:
film,
Jo Beom Gu,
k-pop,
Kang Ye Won,
Kim In Kwon,
Ko Chang Seok,
korean,
Lee Min Ki,
quick
6 Eylül 2012 Perşembe
The Four: (The Four Great Constables) , Dizi ve Film Olarak
Wen Ruian' nın dört detektifi ele aldığı wuxia romanı çok talep görüyor olmalı ki konuyu uyarlayan diziler ve ardından bir film yapıldı. Romanı okumadığım için yarı cahil bir şekilde dizi ve filmi ele alacağım burada ama şu romanı - kaç cilttir, necidir, ne değildir bilemiyorum ama bu elemanın 400 den fazla kitabı olduğu söylenmekte - bir gün okumayı dilerim çünkü bana kalırsa karakterler ve daha da önemlisi aralarındaki ilişkiler gayet hoş. Bu arada bu yazıda ele alacağım dizi ve 2012 tarihli film birbirinden bağımsız, ayrı ayrı uyarlamalar.
Tüm bunlara değindikten sonra birkaç yıl önce izlediğim Hong Kong yapımı dizi ile başlayayım öyleyse. Şimdi kadro 4x4...Raymond Lam, Ron Ng, Kenneth Ma, Sammul Chan...
İsimleri yazmayacağım... İmparator tarafından gönderilen amca yıllar önce evlat edindiği Heartless (Raymond Lam) ile birlikte kendi küçük soruşturma detektiflik bürosunu açar. Pek çok zorlukla karşılaşır bu arada ve altında 4 tane birbirinden yetenekli detektifi birleştirir. Bu amca doğru ve düzgün bir insan olduğu için bu 4 elemanda dışarıdan zırva görünse de aslında birer insanlık timsalidir.
Heartless: Küçükken ailesine saldırıldığı için - yanlış hatılamıyorsam - bu s saldırıda yaralanmıştır ve tekerlekli sandalyeye mahkumdur ancak normalden fazla ve analitik zekası vardır. Zekası ve şüpheci yaklaşımı ile birlikte takımın beynini oluşturmaktadır. Tekerlekli sandalye kullanmasına rağmen martial arts konusunda uzman ve özellikle küçük silahlar konusunda yeteneklidir. Kendisinin soğuk yapısının diğer üçü olaya dahil oldukça nasıl değiştiğini dizi boyunca görmek mümkündür.
Iron Fist: Gruba ikinci olarak dahil olan kişidir. İnsanlık örneğidir kendisi. Doğru, dürüst, sadık vss.... Kenneth Ma da karakteri oldukça sevimlileştirmekte... Başına gelen üzücü olaylara rağmen şuurunu her zaman korumayı başarabilmesi takdire değer...
Chaser: Grubun hoppidi zıppidisi... En hızlısı ve en konuşkanı.
Cold Blood: Şimdi karakter zaten cool ama Ron Ng de ayrı bir karizma katmış. Grubun en acaibi ama kalpten bunlara bağlanmış olanı... Kurtlar tarafından büyütülen çocuk ilk kez arkadaş yapar olayı...
Yanlış anlaşılmasın ki dizide sadece beş kişi var. Bir roman uyarlaması olarak çok fazla karakter barındırıyor. Hepsi birbiriyle ilişkili.. Olaylar gelişiyor, ekip soruşturuyor... aksiyon sahneleri göz doldurucu... Akılcı ve sıkmayan bir kurgu... Ben bu diziyi çok beğenmiştim ama öyle bir şekilde bitirmişler ki beklemeyin devamı gelmez demişler sanırım ve bu şekilde çok kalbimi kırmışlardı...
Bu diziyi herkese tavsiye ederim...
Tema parçası Raymond Lam, Ron Ng, Kennet Ma, Sammul Chan den Storm...
Bana kalırsa roman o derece renkli ve bol malzemeli ki ( içinde her şey var; akıl oyunları, dostluk, onur,aşk vss temalar, aksiyon, , polisiye, dram...) Gordon Chan da ele almadan duramamış..
2012 yılında The Four adıyla gösterime giren filminde Deng Chao,Crystal Liu Yifei, Ronald Cheng, Collin Chou ve diğerleri yer alıyor. Dizide daha akılcı ve ele gelir olan elemanların yetenekleri filmde biraz daha afilli hale getirilmiş. Filmde Heartless' ı Crystal Liu (çok güzel kadın bu arada) canlandırıyor. Heartleass yine tekerlekli sandalyede ancak zihin okuyabilen, telekinezi yeteneğine sahip aynı zamanda martial art uzmanı bir hatun. Yine soğuk falan. ..
Cold Blood, zaman zaman kurt adama dönüşen bir eleman..
Filmde kötü adam bir çeşit necromancer.
Giriş, gelişme ve bir kısım sonuca sahip izlenesi bir film... (üçleme olacağı söyleniyor) aksiyon sahneleri zaman zaman karanlık ama hoş..
Ben filmi beğendim ama karakterleri bilmeyen biri için zorlayıcı olabilir belki.
Filmin trailerı...
Yine de karşılaştırma yapmamama rağmen Gordon Chan yapımı Çin filmi mi yoksa Hong Kong yapımı dizimi romanı daha iyi yansıtıyor diye sorulsa bilemem derim ( heartless ın romanda erkek olduğu bir gerçek ama) ama yandan yandan bana kalırsa dizi çok daha izlenesi ve keyifli diye eklemeyi de unutmam.
2 Eylül 2012 Pazar
Emerald Castle ... JaeJoong... Footsteps
Bu parçayı ilk kez Jaejoong'un solosu olarak dinlemiştim yıllar önce daha bu beşi bir yerdeyken. Performansı beğenmiştim oldukça... Birden tekrar dinleyesim geldi durup duruken...
Önce aslı, emerald castle'dan gelsin... (aklıma hep Rhapsody of Fire' ın Emerald Sword' u ya da Thin Lizzy' nin Emerald' ı geliyor ya neyse... dinleyeyim birazdan adlarını anmışken :))
Bu da Jaejoong'un o yorumu...
Orijinali güzel, kıyaslamam ama Jae sanki ayrı bir tat katmış buna, hala da beğenirim. Nasıl bir ses varsa bu elemanda, takdir ediyorum çocuğu... etmemek elde değil zaten :) aile büyüklerimden birinin bir anısı var kendisiyle, hala güleriz büyüğün yorumuna :))
1 Eylül 2012 Cumartesi
Gen X Cops...
Kim ne derse desin, ne kadar geyik olursa olsun 1999 Hong Kong yapımı bu filmi seviyorum :)
Aslında "You Can' t Stop Me"' yi buraya eklemeyi uzun zamandır düşünüyordum da bir türlü ekleyememiştim. Sonra bugün aniden içimde tutuşan tekrar izleme arzusuyla yıllar yıllaaaarr sonra oturdum filmi tekrar izledim, yine eğlendim...
Yıllar yıllaaar önce tatildeyken ve ayrıca Uzakdoğu tiyatrosu üzerine bir çalışma hazırlıyorken (kabaca adını böyle anayım) televizyonda denk gelmiştim bu filme... Gayet motive edici oldu fazla söze gerek yok.
Benny Chan' ın elinden çıkma bu filmin kadrosu şöyle; Nicholas Tse, Stephen Fung, Sam Lee, Eric Tsang, Daniel Wu, Francis Ng, Grace Yip, Toru Nakamura ve daha bir sürü... Yapımcıları arasında Jackie Chan de mevcut ki film içinde kendisini görmek mümkün.
(stephen fung, nicholas tse, sam lee)
Geyik diyalogları, fırlama karakterleri, güzel aksiyon sahneleriyle eğlenen sadece ben miyim bilemiyorum ama güzel film...
Sonrasında bunun devam filmi olan Gen Y Cops' u da çektiler, o filmde Nicholas Tse yerine Edison Chen yer alıyordu ama Gen X Cops' un tadına ulaşamadı.
Şimdi geyik diyaloglar dedim de gerçekten böyle geyikler mevcut, bir de Japon amcanın hayaletler ve ölüm üzerine bir hikayesi var, o pek geyik değil ama...
Hareket, aksiyon ile birlikte karakterler ve performansları da film için oldukça uygun ama Francis Ng' nin hakkını yememek lazım.
İşte bu da Gen X Cops' un meşhur ve benim çok eğlendiğim parçası You Can' t Stop Me. Sonradan yönetmenlik kapılarını aralayan Stephen Fung' un bestesi.
Nicholas Tse, Sam Lee ve Stephen Fung birlikte icra etmekteler.
Yıl olmuş 2012, ne izlerim 99 filmini demeyin. İzleyin bence vakit geçirmek için...
Bu da ost' tan başka bir Stephen Fung parçası... Let me Bleed
Etiketler:
benny chan,
daniel wu,
edison chen,
Eric Tsang,
film,
francis ng,
gen-x cops,
gen-y cops,
hong kong,
jackie chan,
nicholas tse,
sam lee,
stephen fung,
you can't stop me
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)